Gelen mesaja göre, benimle bir saat içinde yalnız başıma AVM'de buluşmak istiyor. | Open Subtitles | الرسالة الصادرة تقول أنها تريد أن تقابلني لوحدي في المركز التجاري بعد ساعة |
Çocuklar, AVM sizlere geniş bir konu yelpazesi sunacaktır, | Open Subtitles | أيها الأطفال ، سيمدكم المركز التجاري بمواضيعمختلفة.. |
12 yaşındaydım ve bir AVM'de keşfedilmiştim. | TED | كنت في عمر 12 عندما وقع اكتشافي في مركز تجاري. |
Bu ağaçlar, AVM'dekilerden daha iyi. | Open Subtitles | البوب له وضع هذا الأمر أيضا. هذه الشجرة هي وسيلة أفضل من منها في مجمع للتسوق. |
Millet, bugün patronsuz son günümüz ve AVM'ye gidelim diyorum. | Open Subtitles | الجميع , إنه اخر يوم هنا بدون مدير أنا أقول لنذهب إلى المولات الصغيرة |
Geri zekâlı arkadaşlarıyla AVM'ye gitmektir herhalde. | Open Subtitles | لا ادري الذهاب الى المجمع التجاري برفقة صديقاتها الغبيات |
Dubai AVM adlı bir alışveriş merkezleri var. O kadar büyük ki içinde taksiler var. | TED | لديهم مراكز تسوق هناك ، مركز دبي للتسوّق. إنّه كبير جدّا، لديهم سيارات أجرة داخل مركز التسوق. |
... Arabayla AVM'ye gittim, hediye aldım, anneme verdim" | TED | ذهبت إلى مجمع التسوق بسيارتي ، اشتريت هدية ، و أهديتها لأمي . إنه لشيء جميل أن تفعل هكذا |
Şey, AVM'deki adam benden yılbaşı gelene kadar çıkartmamamı istedi, Ben de kabul ettim, çünkü Noel Baba olmak muhteşem. | Open Subtitles | حسنا الرجل في المول طلب مني ان ابقى حتى عيد الميلاد ووافقت لان كوني سانتا عظيم |
AVM'deki havuza düşünce kafamı çarptım. | Open Subtitles | عندما سقطت في النافورة في المركز التجاري وضربت رأسي. |
Okuldan sonra benimle AVM'ye gelir misin? | Open Subtitles | هلّا رافقتني من فضلك إلى المركز التجاري بعد المدرسة؟ |
AVM'deki mücevherciden kalp şeklinde bir iğne. | Open Subtitles | إنها قلادة قلب من صانع المجوهرات في المركز التجاري. |
Ama ben 13 yaşında oğlanlarla buluşmaya AVM'ye gittiğimde çıkma oluyordu. | Open Subtitles | لكن عندما كان عمري 13 وذهبت إلى مركز تجاري لمقابلة الأولاد، كان موعداً نعم. |
Avrupa'nın en büyük AVM'si ve kimsenin parası bir şey almaya yetmiyor. | Open Subtitles | إنه أكبر مركز تجاري في أوروبا، ولا أحد معه مال يكفي لشراء أي شيء. |
AVM'deki aile tuvaletlerinde ne olduğunu nihayet öğreneceğiz. | Open Subtitles | أخيرا ستعمل الحصول على رؤية ما هو موجود في هذا الحمام الأسرة في مجمع للتسوق. |
Millet, bugün patronsuz son günümüz ve AVM'ye gidelim diyorum. | Open Subtitles | إنه اخر يوم هنا بدون مدير أنا أقول لنذهب إلى المولات الصغيرة |
Kutuları boşaltmaktansa daha çok size AVM'den bir şeyler alalım. | Open Subtitles | ما رأيكم إذا قللنا اهتمامنا في فك الأمتعة و ركزنا أكثر على الذهاب للتسوق في المجمع التجاري |
Merhaba, Ben Steven, AVM'de karşılaşmıştık. | Open Subtitles | مرحبا أنا سـتيفن التقيت بك في مركز التسوق |