Bu bir avukat için kabul edilebilecek bir şey değil ve şimdi hamile olman daha da saf olduğumu gösteriyor.. | Open Subtitles | الذي يبدو ضعيفا جدا بالنسبة لمحام وكونك كنت حاملا ذلك يجعلني، لا مبالي لدرجة أكبر. |
Bir avukat için kağıtlar hakkında çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | إنك لعلى علم واسع بالأوراق بالنسبة لمحام بلا شك! |
Evet, ama 27 yaşında eline diplomasını alan bir avukat için her şey yeni başlıyordur. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لمحامي انهى الجامعة بسن 27 فقد كانت البداية |
Bir avukat için adaletin kılıcı Mezarcıya oyuncak bir tabut teslim etmek gibidir. | Open Subtitles | سيف عدالة صغير لمحامي يشبه متعهد دفن الموتى الذي يهدي التابوت |
Biri senin, biri benim, biri de avukat için. | Open Subtitles | أحدها لك, والأخرى لي والثالثة للمحامي |
Hayır, hayır, avukat için. | Open Subtitles | لا , إنه للمحامي |
avukat için para toplamaya bak. | Open Subtitles | ركز إهتمامكَ في الحصول على المال لأجل المحامي. |
Bir avukat için az rastlanır bir durum. | Open Subtitles | هذا غير عادي بالنسبة لمحام |
Genç bir avukat için pek fazla birşey ifade etmiyordu. | Open Subtitles | إنها ليست قضية واعدة لمحامي شاب. |
Bu dava kurnaz bir avukat için bir altın madenine dönüşebilir. | Open Subtitles | هذه القضية ستصبح منجم ذهب لمحامي مخادع |
avukat için paraya ihtiyacın var. | Open Subtitles | حسناً، تحتاجين المال لأجل المحامي |