Kaçanı aylak sanıp kafasına balta indirebiliriz. | Open Subtitles | ومن قد يهرب فربما يتحول إلى سائر وسيتلقى فأس في رأسه |
Deneme yapmak için aylak kullanmamız mantıklı tabii. | Open Subtitles | بأنك تريدي سائر من أجل تجارب فهو شيء عقلاني |
Geçen hafta burayı bulduğumuzda bir grup aylak bu çitlerin arkasında durmuş bekçi köpekleri gibi insanları kaçırıyordu. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي عندما اكتشفنا هذا المكان كان هناك العديد من السائرون خلف هذا السور يبقون الناس خارجا كأنهم كلاب حراسة |
Hayır. Baştan aşağı aylak izleri var. En az bir düzinelermiş. | Open Subtitles | كلّا، إنّي أرى آثار سائرين في أنحاء المكان هنا، لقد كانوا 12 على الأقلّ. |
Çok fazla aylak olduğu için çok yayılırlar. | Open Subtitles | ثمّة سائرون أكثر بكثير من أن يتم تفريقهم. |
Hayatını bir aylak olarak mi geçirmek istiyorsun yoksa bir iş aramayı düşünüyor musun? Yeter. | Open Subtitles | هل ستقضي حياة المتشرد أو تجد بعض العمل لتقوم به؟ |
Şanslıysan ya aylak ya da kurşuna dizilmiş bir kamyon çıkacak. | Open Subtitles | إن حالفك الحظّ، ستلاقي السائرين أو شاحنة مهترئة. |
Karşıma ilk defa bir aylak çıktığında vücudunun yarısı yoktu, yerde sürünüyordu. | Open Subtitles | بأول مرة رأيت "سائر"، كان نصف جسد يهاجمني من الأرض |
Bıçaklarımızı daha çok kullanmaya başlamamız lazım. Bir aylak varsa bıçaklarımızı kullanalım. | Open Subtitles | يجب أن نبدأ في الإكثار من استخدام السكاكين، إن كان هناك "سائر" واحد |
Beni bir sandalyeye bağlayıp dövdü ve odaya bir aylak attı. | Open Subtitles | لقد ربطني بكرسي وأوسعني ضرباً، وألقى بـ"سائر" عليّ في الغرفة |
Başka bir aylak arıyordum. Aradığımdan fazlasını buldum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن "سائر" آخر، فوجدت أكثر مما أردت |
Peşinde iki tane aylak vardı. | Open Subtitles | قد سمعت صوت قريب مع اثنين من السائرون |
- Olabilir. Buralarda birkaç aylak öldürdüğüm oldu ama. | Open Subtitles | -هذا ممكن، بالرغم من أنّي قتلت بعض السائرون هنا |
Hayır. Baştan aşağı aylak izleri var. En az bir düzinelermiş. | Open Subtitles | كلّا، إنّي أرى آثار سائرين في أنحاء المكان هنا، لقد كانوا 12 على الأقلّ |
- Carl. Baba, hemen şurada. Her yerde aylak tuzakları var zaten. | Open Subtitles | أبي، إنه في الزاوية، وهناك أفخاخ للـ"سائرين" |
aylak yemisin sen onlar için. Onlar gibi olmana izin vermem. | Open Subtitles | أنت كفخ للـ"سائرون"، لا أستطيع تحمل أن تصبح أحدهم |
Yakışıklı, milyoner çevreci ya da kanepemde yaşayan aylak. | Open Subtitles | وسيم, مليونير, و محافظ علي البيئة او المتشرد الذي يعيش علي كنبتي |
Kalabalık bir aylak grubu ana duvara doğru geliyor. Martinez yardım istiyor. | Open Subtitles | شوهد عدد كبير من السائرين متجهين إلى الحائط الأساسي، يحتاج (مارتينز) العون، سأتولى الأمور هنا |
Ve sen aylak arkadaşlarınla hayatını mahvediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تقضي حياتك مع أصدقائك المتسكعين |
İşe koyul seni aylak. | Open Subtitles | عد إلى العمل، أيها المتشرّد. |
Onu aylak halkının önünde taşı ve onlara samansız kerpiç yapmalarını söyle. | Open Subtitles | إحملها أمام قومك الكسالى و أطلب منهم أن يصنعوا قوالب الطوب بدون القش |
Ama şehrin en iyileri katili buluyor, sicili olan bir aylak. | Open Subtitles | ،لكن شرطة المدينة حصلوا على رجلهم مشرد ذو سجل قضائي |
Annesi sürtük, babası aylak. | Open Subtitles | والدتة عاهرة و والدة متسكع |
Kaç aylak öldürdün? | Open Subtitles | كم "سائراً" قتلت ؟ |
Bir düzine daha aylak istiyorum. Halk dilinde namıdiğer "ölü olanlar". | Open Subtitles | "سأحتاج 12 سائرًا آخرين، أي من الموتى باللغة الدارجة هنا" |
Tamam, tipik bir aylak vak'ası değilmiş. Ölüm sebebi bu mu? | Open Subtitles | حسناً ، ليست إذاً قضية موت مُتشرد ، أهذا سبب الوفاه؟ |
aylak zenginlerden biri olacağımı hiç düşünmezdim. Seyahate çıkmalısın. | Open Subtitles | إنه غريب, لم أعتقد أنني سأصبح من طبقة الأغنياء العاطلين |