Ve maalesef Clouseau da benimle aynı otelde kalıyordu. | Open Subtitles | لسوء الحظ، كلوزو حدث لكي يبقى في نفس الفندق. |
Pekala, Temsilci ve Senatör ile beraber aynı ... otelde kalamazsın diye bir kural yok ya. | Open Subtitles | لا أعتقد بوجود قانون يمنع تواجدك مع السيناتور في نفس الفندق |
aynı otelde kaldık, aynı yemekleri yedik. | Open Subtitles | لقد نزلنا في نفس الفندق وأكلنا نفس الطعام |
Çiftin iki yıl sonra aynı otelde çekilmiş görüntülerini de bulduk. | Open Subtitles | لأن التحريين قد وجدوا تسجيلات إضافية... سنتين بعد ذلك في الفندق نفسه. |
Dr. Morgan ve Jennie Tate aynı gece aynı otelde kalmışlar. | Open Subtitles | إن الطبيب (مورغان) و (جيني تايت)... مكثا في الفندق نفسه في الليلة نفسها... |
Evet, işimiz çok fazla seyahat gerektirirdi, ben de onunla aynı otelde kalmıştım. | Open Subtitles | نعم ، عملنا يتطلب التنقل كثيرا لذلك أنا بقيت في نفس الفندق |
Benimle aynı otelde, iki yan odamda onunla uyuyorsun. | Open Subtitles | كنت نائما في نفس الفندق كما لي، واثنين من الأبواب إلى أسفل، |
Şans eseri, çekimler boyunca Kabir'le aynı otelde kaldı. | Open Subtitles | وقبيل الصدفة، كانت تقيم .. ... في نفس الفندق الكبير، خلال تبادل لاطلاق النار لها. |
aynı otelde kalmanın yanında... aynı odada kalmışlar. | Open Subtitles | ) إنهما لم يقيما فقط في نفس الفندق ولكن في نفس الغرفة |
İnanamıyorum. Arkady Balagan ve Jonas Etkin aynı otelde. Bunun ihtimali nedir ki? | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق ذلك, (أركادي بالاغان) و (جوناس إتكن) في نفس الفندق, متى كان سيحدث ذلك؟ |
-Hangi otelde? -Hepimiz aynı otelde kalıyoruz. | Open Subtitles | - نحن جميعاً في نفس الفندق - |