Tedavi olan bir alkoliğin içki içmemesiyle aynı sebepten dolayı. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي به المشروبات الكحولية، محاولة التوقف عن الشرب |
İnsanlar Tanrı'ya özlem duymalarıyla aynı sebepten dolayı bir komploya özlem duyarlar. | Open Subtitles | يلقي الناس اللوم على المؤامرة و لنفس السبب, يلقون باللوم على الرب |
Çocuğun aşırı doz almasını düşünmesiyle aynı sebepten. Müptelaysan herkesi öyle sanırsın. | Open Subtitles | لنفس سبب ظنه بأن الفتى تناول جرعة زائدة يود المدمن الظن بأن كل من حوله مدمنون أيضاً |
Allison'ın, Kim'in araştırmasını senden alıp Nathan Stark'a vermesiyle aynı sebepten. | Open Subtitles | انه نفس السبب الذي دعى اليسون لكي تاخذ بحوث كيم منك وتسلمها الى نايثن بارك |
aynı sebepten dolayı tüm dünya etrafında kapalı olan... ...yerler var, ikisinden birine tahammül edilmemesi gerektiğine inanıyorum. | TED | إنها أعداد الشواطئ التي تغلق يتزايد في جميع أقطار العالم للسبب نفسه. و أنا أعتقد أنه لا ينبغي علينا أن نتحمل هذا أيضا. |
Yine aynı sebepten Düş Kızları'nı duvara asıyordu. | Open Subtitles | و كان هو نفس سبب تعليقه لفتيات أحلامه على الجدار |
Benim korkularını okuyamamla aynı sebepten. | Open Subtitles | للسبب ذاته الذي يمنعني مِنْ قراءة مخاوفه |
Nişanlınla birlikteyken birden canavara dönüşmek zorunda olmamanla aynı sebepten. | Open Subtitles | لنفس السبب لايجب عليك ان تقلق حول التوحش على خطيبتك |
aynı sebepten dolayı ben de evet, çok önemli derdim. | TED | وأود أن أقول نعم، من المهم للغاية، لنفس السبب. |
Bu kasabadaki herkesle aynı sebepten. Birimiz asılırsa, hepimiz asılırız. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي فعله كل شخص في هذه البلدة إذا أعدم واحداً شنقاً كلنا سنشنق |
Cephaneliği de mi aynı sebepten yağmaladın? | Open Subtitles | ــ هل هاجمت مستودع الأسلحة لنفس السبب أيضاً ؟ |
Onu buradan aynı sebepten dolayı kovdum. | Open Subtitles | لأنني ركلته خارجا من هنا قبل أيام لنفس السبب |
Cheryl, senin bana bakışın, sen benimle aynı sebepten dolayı ordaydın. | Open Subtitles | ,شيريل, الطريقه التي كنتي تنظرين بها لي انا وانت كنا هناك لنفس السبب |
Marly'nin çocuğunun babasının kim olduğunu söylemememle aynı sebepten. | Open Subtitles | لنفس سبب عدم إخباري إيّاك عن هوية والد الجنين. |
Siz Yahudilerin şapka giymesiyle aynı sebepten yani. | Open Subtitles | بينما هم في بيت الرب لنفس سبب لبسكم يا يهود للقبعات الصغيرة |
Teşekkürler, ama unutma, seninkiyle aynı sebepten buradayım. | Open Subtitles | شكر لك ولكن تذكر انا هنا لنفس سبب حضورك انت |
Seni daha önce ölümden kurtarmamla aynı sebepten. | Open Subtitles | نفس السبب الذي دعاني لإنقاذك من الموت من قبل. |
Kolesterol ilacımı da aynı sebepten götürmüyorum. | Open Subtitles | ـ نفس السبب الذي جعلني أن لا أحضر دواء الكولسترول الخاصّ بيّ |
Sizinle aynı sebepten dolayı, ki bence yine aynı nedenden şu anda buradasınız. | Open Subtitles | للسبب نفسه أنك لا تراه, والذي اتخيل أنه نفس السبب في أنك هنا الآن. |
Yine aynı sebepten dişleri parçalanmış. | Open Subtitles | و تجعلها صعبة التمييز ربما ذلك نفس سبب تحطم الاسنان |
Senin Gezgin kızla yattığını söylememenle aynı sebepten. | Open Subtitles | للسبب ذاته الذي جعلك تخفي عنها أنك ضاجعت الرحّالة. |
Ben bunları seninle aynı... sebepten yapıyorum... sadakat, aşk. | Open Subtitles | أنا أقوم بذلك لنفس الأسباب التي تقومون بها الإخلاص الحب |
Peş peşe 4 sene hapis cezası yememle aynı sebepten. | Open Subtitles | السبب نفسه الذي قادني . إلى ربع سنوات متتالية |
Sahtekâr. Sen de aynı sebepten Westerley'desin. | Open Subtitles | الغش, أنت هنا على ويسترلي من أجل نفس السبب |
Arkadaşlarının seni kurtarmasıyla aynı sebepten. | Open Subtitles | هو نفس السبب الذي جعل أصدقاءك ينقذونك |
Seni orduya almadan önce yerde yatan zorbayı tekmelemeye devam etmenle aynı sebepten. | Open Subtitles | لذات السبب الذي دعاك إلي أن تستمر في ضرب ذاك الفتي المتنمر قبل أن أقوم بتجنيدك |
Senin bana zarar vermemenle aynı sebepten. | Open Subtitles | من أجل السبب ذاته أنت لن تؤذيني أبدًا |
Benimle aynı sebepten. | Open Subtitles | السبب عينه الذي دفعني لذلك |
Muhtemelen senin reklamcılıkla ilgilenmenle aynı sebepten. | Open Subtitles | ذات السبب في انك تعمل في الاعلانات ، ربما |