"azap" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الهلاك
• العذاب
• عقاب
• عذاب
• عذابها
• إغاثتي

Hayır. 3.000 yıldır Azap Vadisi'ne giren hiç kimse kurtulamadı.
كلاّ ، على مر 3000 عام ، لم يتمكنّ أحد من دخول وادى الهلاك و الهرب منه أبداً.

Azap Vadisi, kadim büyücüler tarafından Yeni Dünya'dan gelecek davetsiz misafirlere karşı bir savunma oluşturması için yaratılmıştır.
"وادي الهلاك" تم تخليقه من قبل العرّافين القدماء ، كحماية من دُخلاء العالم الجديد.

Bir gün için yeterince Azap, hüzün ve kişisel gelişim oldu.
كان هناك ما يكفي من العذاب والكآبة والنمو بالشخصيّة ليوم واحد

Şimdi uzun bir Azap olarak hatırlıyorum bunu.
أتذكر هذا كله و كأنه فترة طويلة من العذاب

Ve Musa, cennetin kapısına vardığında Azap melekleriyle karşılaştı.
و (موسى)، عندما يصل للسماء... أحضر ملائكة عقاب الله...

Aşk, çok güzel bir Azap.
"الحب.. عقاب رائع"

İlkin zevklidir, lakin devam ettikçe Azap verir.
متعة في باديء الأمر لكن عذاب حقيقي إذا بقيتِ.

Senin ilahî kudretin ve Kutsal İncil'in gücüyle içindeki canavarın elinde Azap çeken bu kadını kurtar.
بقوتك الإلهية ...وقوة الإنجيل المقدس حرر هذه المرأة من عذابها

"Çektiğim bitmek bilmeyen Azap ve bu ıssız yerde sarf ettiğim emeklerden sonra en nihayet tesadüfen de olsa yüküme uygun, doğanın desteğiyle, şans eseri ya da kasıtlı şekilde, insanoğlunun yaradılışındaki zarar verme dürtüsüne rağmen, kirletilmeye direnmiş, el değmemiş bir yer buldum."
إلى إغاثتي الأبدية وبعد سنة من الكدح في هذا المكان عثرت أخيراً على مكان مناسب

Azap Büyüsü, benim güçlerimi dahi aşar.
سحر الهلاك سوف يجتاح حتى قوانا.

Saray'dan kaçmasına yardım ettikten sonra Richard, Azap Vadisi'ne düştü.
(هذالميعدممكناًبعدأنهرّبتي (ريتشارد، من القصر , و ولوجه إلى وادي الهلاك.

Richard Cypher, Azap Vadisi'ne düşmüş. Taş'ı Gardiyan'a götürüp, kehaneti yerine getirebilmesi için onu oradan kurtarmalıyız.
(ريتشارد) سيفر مُحاصر فى "وادي الهلاك"، و يتعيّن علينا أخراجه ، كي تتحقق النبوءة.

Sonra onu Azap Vadisi'nde ölüme terk ettiler.
تركنه ليموت فى وادي الهلاك.

İnsanlar, sonsuz bir Azap sunan bu kozmik etkenlerle tehdit edildiklerinde hemen yola geliverirler.
الناس ينقادون بسهولة عندما يُهددون بالجمل الإلهية عن العذاب الأبدي

Güzel müzik yaratabilmek için çekmek zorunda kaldığı Azap.
العذاب الذي مر به جعله يصنع موسيقى عظيمة

Aydınlığa geri yönlendirilemezse kendi bir son verinceye kadar Azap içinde kıvranacağından korkuyorum.
أخشى أن يضل بهذا العذاب حتى ينهي حياته ما لم يرجع للنور

Sonderkommando mensuplarının, derhal infaz edilme korkusuyla öldürme işlemine yardımcı olurken katlanmak zorunda kaldıkları Azap..
"العذاب الذى تحمّلته الـ "الفرق المُساعدة زاد من الآمهم تحت تهديد موتهم الفورى للمساعدة في عملية القتل

Bu güzel bir Azap.
إنه عقاب جميل

Dünyada Azap içinde yürümekte ve sevdiklerinin ölümünden sorumlu olarak yaşamakta özgürsün.
سوف يتركك حياّ كي تسير على الأرض في عذاب وتطاردك أفكارك بأنك الوحيد المسؤول عن موت أحبتك.