Sana kocaman bir dilim börek keseyim. | Open Subtitles | . أُراهن أنكِ تتضورين جوعاً . سأقوم بقطع شريحة فطيرة كبيرة لكِ |
Her şeyin bir Noel şakası olduğunu, ve bir anda, "Yo ho ho!" diyerek, bana bir börek vereceğinizi umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هذا كله عبارةٌ عن دعابة عيد وبعد قليلٍ, سوف تردد "يو هو هو" وتُعطيني فطيرة اللحم المفروم. |
Burada hiçbir şey tamir edilmiyor. börek ve ançüezden başka şey yok. | Open Subtitles | لا شئ يتم اصلاحه هنا ابداً فقط يقدمون الفطائر والاسماك |
Umarım birkaç börek almamı önemsemezsiniz. | Open Subtitles | أرجو ألا تعترضوا ، على شرائي بعض الفطائر |
Ama kaytarıp, benzin istasyonunda kıymalı börek yiyor. Hiç inkar etme. | Open Subtitles | لكنه يتسلل و يحصل على فطائر لحم الخنزير في محطة البنزين |
Af edersiniz bayan. Biraz daha börek alabilir miyiz? | Open Subtitles | أعذريني، هل ممكن أن تجلبي لنا المزيد من الزلابية من فضلك؟ |
- Öyle mi? Ama yine de sosisli börek olabilir. | Open Subtitles | ولكن هناك فرصة بإن يضعون لفائف النقانق, حتى |
Şu alışveriş merkezlerindeki iğrenç börek satan yerin adı neydi? | Open Subtitles | حسناً، وما أسم المتجر في المنتجع الذي يبيع المعجنات اللزجة؟ |
Ispanaklı börek. Kafeteryada Yunan günü vardı. Çok güzeldi. | Open Subtitles | فطيرة سبانخ، المطعم كان يحتفل باليوم اليوناني، كان جيداً |
Çocuğa lezzetli bir etli börek vermemin sakıncası yok, değil mi? | Open Subtitles | لا تمانع في أن أعطيه فطيرة لحم طازجة لذيذة , أليس كذلك ؟ |
Beklerken bir börek yiyebilir miyim? | Open Subtitles | هل تمانعي في أن أأخذ فطيرة بينما أنتظر هنا ؟ |
börek ve öğleden sonra yeşil çay seven bir kadın. | Open Subtitles | تحب فطيرة اللحم الباردة و الشاي الأخضر في العصر |
Cesedin yanındaki kusmukta çok miktarda peynirli börek vardı. | Open Subtitles | أتعلم، القيئ بجانب الجثة إحتوى على الكثير من الفطائر بالجبن. |
Bir şeker hastası olarak, peynirli börek yememeliydiniz. | Open Subtitles | كمصاب بداء السكري، كان عليك عدم تناول الفطائر بالجبن. |
Sana bir börek daha vereceğinden eminim. | Open Subtitles | سيكون هناك المزيد من الفطائر بالأسفل لك , أنا متأكد |
Etli ve ciğerli börek almam gerekirken, sosisli almışım. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أجلب شريحة لحم وفطائر كلى، لكنني جلبت فطائر لحم خنزير بالخطأ. |
- Peynirli börek yapan fazla yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من المطاعم التي تقدم فطائر بالجبن. |
Sebzeli Kaplan, Kara Gergedan Yahnisi Pandalı börek mi? | Open Subtitles | نمور التاميل أسود الكركدن فطائر الباندا؟ |
Peki ya Ejder Savaşçısı börek yeme yarışması? | Open Subtitles | ماذا عن مسابقة التنين المحارب لأكل الزلابية ؟ |
Biraz sebzeli börek ister misin? | Open Subtitles | -هل اقدم لكى لفائف الربيع؟ *طعام صينى من المقرمشات* |
Yumurta ve börek yaptım. | Open Subtitles | هناك بعض البيض المخفوق في الوعاء، وأعددت المعجنات. |
Sonra bana "Pasta börek" tekerlemesini öğretmeye çalıştın, değil mi? | Open Subtitles | وبعدها حاولت تعليمي كيف ألعب "باتي كيك"، صحيح؟ |
Kumardan sonra--kazan, kaybet--herkes börek sever. | Open Subtitles | بعدالقمار .. فوز.. خسارة الجميع يرغب بالقليل من كنيش |
Meyveli börek, Şataki mantarı ve bir soda alayım. | Open Subtitles | سآخذ الخبز الصيني مع خضار وفطر شيتاكي -ومياه منعشة |
- Bak yanındayım, üzülme hadi. - Pirinçli börek. | Open Subtitles | حصلت عليك,انه بخير رز حار مقلي |
Siz Cadmus'tan kurtuldunuz, biz de en azından pizza ve börek getirebiliriz. | Open Subtitles | ، راحة الغداء لقد نجواما من "كادموس" للتو يا رفاق أقل ما يمكننا فعله هو إحضار بعض البيتزا وفطيرة لحم |
Bir tane karidesli börek, her yerde börek | Open Subtitles | روبيان باو ، بكل مكان باو باو |