Hiç sanmıyorum asker! Er sınıfından birisi böyle bir şeye sahip olamaz. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك أيها المجند لا يمكن لمجند أن يمتلك شيئاً كهذا |
- böyle bir şeye, bir Amerikalı yetkili öldürme emrini imzalamadıkça cesaret edebileceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | ـ ولا أعتقد أنهم يجرؤون علي فعل شيئاً كهذا إلا بموافقة مسؤول أمريكي علي أمر القتل |
Yine de böyle bir şeye karışabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أصدّق أنّه سيكون متورّطاً في شيء كهذا |
Tanrım, yüzbaşı. böyle bir şeye nasıl izin verirsin? | Open Subtitles | يا الهى , كيف كان باستطاعتك السماح بشئ كهذا ؟ |
Gelin bu konuyu bir düşünün, böyle bir şeye astronomik bir fiyat ödeyebilecek... bir koleksiyoncu tanıyorum. | Open Subtitles | خطر لي أنني أعرف شخصاً مهتماً بجمع الأغراض وقد يدفع أكبر مبلغ ثمناً لشيء كهذا أتسمح أن أتصل به؟ |
Şimdi böyle bir şeye gerçekten vaktim yok. | Open Subtitles | أنا فعلاً لا أملك الوقت لمثل هذه الأمور |
böyle bir şeye sormaya haklarının olmadığı şeyi söyleyerek son veremezsin. | Open Subtitles | لن يسعك وضع حد لأمر كهذا بأن تمنحم بماهو ليس حقاً لهم ليطلبوه |
böyle bir şeye bir daha kalkışırsan, bunu bitiririm. | Open Subtitles | أذا فعلت شيئاً كهذا مرة آخرى,و سأنهي هذا حالاً |
böyle bir şeye bir daha sahip olacağım aklımın ucundan geçmezdi. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أنى لَن أرى شيئاً كهذا مُجدداً |
Düşünüyorum ki uzun zamandır böyle bir şeye ihtiyacım varmış. | Open Subtitles | أعتقد أني أحتجت شيئاً كهذا منذ مدة طويلة. |
Eminim böyle bir şeye harcayacağını düşünmemiştin. | Open Subtitles | اراهنك انك لم تتخيل سوف تصرفه على شيئاً كهذا |
Ateşli erkekler, canlı tavus kuşu ve bir daha böyle bir şeye davet edileceğini düşünmeyen gençler istiyorum. | Open Subtitles | وطاووس حي وشباب الذين لم يُفكروا أن يتم دعوتهم إلى شيئاً كهذا |
Bir baba olarak Hunter'ın böyle bir şeye kalkışması halinde ne yapardım, bilmiyorum. | Open Subtitles | كأب، لا أعرف ما سأفعله في شيء كهذا |
böyle bir şeye kim akıl erdirebilir? | Open Subtitles | من يمكن أن يُفكر في شيء كهذا ؟ |
böyle bir şeye müsaade edemeyiz! | Open Subtitles | ! لا يمكننا أن نسمح بشئ كهذا |
Ama bana gösterdiğin hiçbir şey beni böyle bir şeye hazır olduğuna ikna etmiyor. | Open Subtitles | لكن أنتي لم تريني أي شيء يقنعني أنك على استعداد لشيء كهذا |
Ezelden beri böyle bir şeye hazırlıklıydık zaten. | Open Subtitles | إنّي أؤهل لمثل هذه الأمور منذ زمن طويل. |
Hayat, böyle bir şeye tepki vermemek için çok kısa. | Open Subtitles | الحياة قصيرة على ألا ترد بالفعل لأمر كهذا |
Bu it böyle bir şeye cesaret edebilir mi? | Open Subtitles | هل تظن أن هذا الحقير لديه الجرأة على فعل شيء كهذا ؟ |
- Umarım seni bir daha hiç böyle bir şeye yollamam. | Open Subtitles | أتمنى أن لا أضطر لإرسالكَ في مهمةٍ مثل هذه مرة أخرى أبداً |
Bu işlemi kotlara ve deri ceketlere uyguladım ama böyle bir şeye hiç yapmadım. | Open Subtitles | قمت بهذا الإجراء سابقاً على الجينز والمعاطف الجلدية لكن لم يسبق لي العمل على شيء كهذا |
Ben Zoom'un düşmanlarından biriyim. Bu tip durumlar için böyle bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا عدو (زوم) وأحتاج مكانا للاختباء إذا تعرضت لموقف كهذا |
böyle bir şeye bulaşmam ben. Hayır, Lionel. | Open Subtitles | -انتظر للحظة، لا يُمكنني التورط بشيء كهذا |
böyle bir şeye hiç şahit olmadım. | Open Subtitles | لم أشاهد أمراً كهذا من قبل |
Başkan böyle bir şeye asla izin vermez. | Open Subtitles | لن تسمح الرئيسة أبدا بحدوث هذا |