| Happy Gilmore'u, turnuvaların ilk gününden beri hiç böyle kötü oynarken görmemiştim. | Open Subtitles | اننا لم نر جلمور يلعب بهذا السوء منذ اول يوم لانضمامة للرابطة. |
| Bu kadar güzel bir şey nasıl böyle kötü olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لشيء بهذا الجمال أن يكون بهذا السوء ؟ |
| Sadece işlerin böyle kötü olduğu bir zamanı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | فقط لا أتذكر الوقت التي كانت الأمور فيه بهذا السوء |
| Hayatımda kendimi böyle kötü hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أشعر بهذا السوء عن شيء كهذا طوال حياتي |
| Douglas'ı tanırım ve müşteriye böyle kötü davranışı kabul etmez. | Open Subtitles | أنني أعرف (دوجلاس)، و أشك أنه سيريد أن يعامل الزبائن بتلك الطريقة السيئة |
| Bu bir zafer ambalajı, böyle kötü bir şey değil. | Open Subtitles | انها ليست بهذا السوء وترها على جميع أنتصاراتك |
| Fakat şayet bundan dolayı böyle kötü hissedeceğimi bilseydim seni çıkarıp, zor duruma sokmak daha iyi olurdu. | Open Subtitles | لكن لو كنت أعرف انى سأشعر .. بهذا السوء من اجل هذا طوال الوقت لكنت حينها أندم لأنى لم افعل ذلك |
| Hiç böyle kötü bir zırıltı duymuş muydun? | Open Subtitles | هل سمعت عزفا بهذا السوء طول حياتك؟ |
| Evet, benim ilişkilerimin de böyle kötü bitmesini isterdim. | Open Subtitles | أجل، أتمنى أن تنتهي علاقاتي بهذا السوء |
| böyle kötü bir takımı nasıl tutabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تتعايش مع هذا الإمتياز بهذا السوء ؟ |
| Douglas'ı tanırım ve müşteriye böyle kötü davranışı kabul etmez. | Open Subtitles | أنني أعرف (دوجلاس)، و أشك أنه سيريد أن يعامل الزبائن بتلك الطريقة السيئة |