böyle yaparak adamlarımı da tehlikeye attı! | Open Subtitles | . و بالقيام بذلك, هو عَرَضَ رجالي للخطر ! |
Ve böyle yaparak, sahiden bir mamut ve Asya Fili arasındaki farkları ayırt eden küçük noktaları elde edebiliyoruz. peki o zaman bir mamut hakkında neler biliyoruz? | TED | وبفعل هذا، يمكننا الحصول على جميع النقاط الصغيرة التي تمّيز بين الماموث والفيل الآسيوي، مالذي نعرفه إذاً عن الماموث ؟ |
böyle yaparak, daha iyi alıcı-satıcı eşleşmesi, daha hızlı işlem sağlamakla beraber son olarak herkesin işine yaramış oluyor. | TED | وبفعل ذلك، يجدون أفضل الخيارات، ويفعلونه بسرعة وفي النهاية، يربح الجميع |
Ve böyle yaparak kızlarıma verdiğim 20 yıllık sözü bozmuş oldum. | Open Subtitles | وبفعل هذا، نقصت عهد قطعته لبناتي منذ 20 عام |
Soruna bir set çekebiliriz -- set ile okyanuslarımızdaki tehlikeyi azaltabiliriz, böyle yaparak okyanuslarımızı, gezegenimizi ve kendimizi kurtarabiliriz. | TED | يمكننا ان نخفض دفق تلك المواد ... الى المحيط وبالقيام بذلك .. يمكننا انقاذ محيطاتنا .. وكوكبنا .. وانفسنا |