Düşündüğün gibi değil. Geldiğimde ekran böyleydi. | Open Subtitles | .. ليس هذا ما تظنــه، إنه الشاشة كانت هكذا عندما دخلت |
İkincisi de böyleydi. Hiçbir konuda arkamda durmadı. | Open Subtitles | : الجزء الثاني كانت هكذا لم تدعمني بأي شيء |
Bunların gizli test istisnaları olması gerekiyordu. Anlaşma böyleydi. | Open Subtitles | هذه من المفترض أن تكون مسألة إختبار سريّة, كان هذا هو الإتفاق. |
Onları buraya getirdik. Anlaşma böyleydi. | Open Subtitles | انظر ، نحن أحضرناهم هنا كان هذا هو الاتفاق |
Belki önceden de böyleydi. Yani ne yaptığından haberin yok! | Open Subtitles | ربما كان هكذا من قبل أنت لا تعرف ماذا تفعل |
Söyle bana Rişi, O eskiden de mi böyleydi, yoksa yeni mi oldu? | Open Subtitles | أخبرني يا ريشي ، هل كان هكذا دائماً أم أن هذا التغير حديث ؟ |
Bilmiyorum. Geldiğimde böyleydi. | Open Subtitles | انا لا اعرف,لقد وجدت المكان على هذا الحال عندما اتيت. |
-Şey, uyandığımda böyleydi. | Open Subtitles | حسناً كان كل شيء هكذا عندما استيقظت في هذا الصباح |
Çok yavaş çalıyorlar ama şarkının sözleri böyleydi. | Open Subtitles | يعزفونها ببطئ شديد لكن هكذا كانت الكلمات |
İşte böyleydi. Peki niye buna bağlıydık? | TED | هذا ما كان عليه الحال. و لماذا كنا متعلقين بهذا؟ |
Çocukken de böyleydi. Çok cesurdu. | Open Subtitles | كانت هكذا دائما عندما كانت طفلة شجاعة جداً |
O her zaman böyleydi dinlemeye hazır, meraklı, her şeyi soran. | Open Subtitles | كانت هكذا دائماً منصتة وفضولية ، وتسأل عن كلّ شيء |
böyleydi ama risk aldığımız için böyle değil. | Open Subtitles | لقد كانت هكذا ليس بسبب المخاطرة الّتي كنّا نخوضها |
Küstah! Sen bunu durduramazsın. Bu hep böyleydi. | Open Subtitles | بلى، لا يمكنكِ إيقاف هذا كان هذا هو الحال دائماً، صعب للغاية. |
En azından Kral kanıt isteyene kadar böyleydi. | Open Subtitles | على الأقل, كان هذا هو الوضع حتى طالبه الملك بإثبات نسبه |
Döneceğini garanti ediyorum. Anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | فيلاس، أنا هنا لأضمن عودته كان هذا هو الإتفاق ... |
Bu şey olmadan önce de böyleydi. | Open Subtitles | لقد كان هكذا قبل ان يحدث هذا الأمر على أيه حال |
İçeri girmeden önce de böyleydi. Şimdiyse daha da beter olmuş. | Open Subtitles | كان هكذا قبل ان يذهب لم يتغير شيء البتة |
Muhtemelen bütün hayatı boyunca böyleydi. | Open Subtitles | من المفترض ، انه كان هكذا طوال حياته |
Hep böyleydi. | Open Subtitles | لطالما كان على هذا الحال |
Her zaman böyleydi zaten. | Open Subtitles | نايت) محب للعمل جداً) وهو دائماً على هذا الحال |
Daire ben geldiğimde böyleydi zaten, Richard'da öyle. - Hadi ama! | Open Subtitles | الشقة كانت هكذا عندما وصلت، وعند وصول ريتشارد أيضاً |
Ama o böyleydi işte. | Open Subtitles | لكن هكذا كانت حالة |
Aslında tam da böyledir ya da böyleydi. | TED | في الواقع، هذا هو بالضبط ما هو عليه الأمر، أو ما كان عليه. |