Şerif'in bürosunda bazı işlerim var. | Open Subtitles | لدي بعض الأعمال مع مكتب المأمور شكرآ, سيدى 100 00: 10: 52,893 |
Son öğleden sonramı da savaş bürosunda harcamayalım. | Open Subtitles | مكتب استعلامات الحرب يمكنه ان يستغنى عنك فى اخر ظهيره لى |
Yani, olay olduğunda o tam burada komiserin bürosunda bulunuyordu. | Open Subtitles | أعني كان هنا في مكتب المفوض حينما حدث هذا |
Aradan çok geçmedi, başarılı bir erkek yapımcının bürosunda oturuyoruz, adam lafa girdi; | TED | وبعد ذلك بفترة، كنا جالسون بمكتب رجل إنتاج ناجح، وقال: "حسنًا يا فتيات. |
O soğuk kahve dolu fincan bana, telefon edildiği sırada bürosunda olamayacağını söylüyor. | Open Subtitles | ذلك الكوب من القهوة أخبرنا أنه لم يكن في مكتبه وقت إجراء الاتصال |
Röportajın onun evinde yapıldığı konuşu değil, Yeniden Seçtirme Komitesi bürosunda imha işleminin yapıldığı konuşu asıl hikaye. | Open Subtitles | القصة تكمن في حقيقة أن المقابلة لم تحدث في منزلها و لكن في مكتب لجنة إعادة الإنتخاب |
Evlilik bürosunda Seema Chopra adına hiçbir kayıt yoktu. | Open Subtitles | ليس هناك حجز بإسم سيما شوبرا في مكتب الزواج |
Şey, servis bürosunda klima çalışıyor. Daha sonra biraz serinlemek için gelmek ister misin? | Open Subtitles | حسن، جهاز التبريد في مكتب الخدمة يعمل ربما يعجبك المجيء وتبريد حرارتك |
Kızı başvuruyor, kayıt bürosunda. | Open Subtitles | ماذا قلت للتو ؟ ابنته تقدم في الجامعة، مكتب التقديم اللعين |
Müdür Yardımcısı Walter Skinner'ı bürosunda ziyaret etmek üzere giriş yapmış. | Open Subtitles | وقّع هنا كزائر إلى مكتب المدير المساعد والتر سكيننير. |
Albert Einstein ise patent bürosunda çalıştı. | Open Subtitles | البرت اينشتاين عمل في مكتب براءات الاختراع |
Harika. İşsizlik bürosunda kuyruk kısaydı. | Open Subtitles | ممتاز ، كان هناك طابور صغير في مكتب التوظيف |
Hayır, New York bürosunda birlikteyken onu tanıyordum. | Open Subtitles | لقد عرفتها جيدا عندما كنت فى مكتب نيويورك |
Yaklaşık otuz beş dakika önce FBI'da Ajan Garfield'ın bürosunda olmadı mı? | Open Subtitles | لم يحدث في مكتب مكتب التحقيقات الفدرالي من غارفيلد توم وكيل حوالي 35 دقائق؟ لا، اعتقد انه كان العشاء. |
Yani sahtekar personel bürosunda çalışıyordu. | Open Subtitles | قبل وصوله الى بيترز أو نحن يعني أن الدخيل يعمل في مكتب شـؤون المجندين |
- Ben çalıştığım hukuk bürosunda bir kez kriz geçirdim. | Open Subtitles | ...أنا لدي حجز في مكتب القانون المكان الذي أعمل فيه |
Tam saat 9:30'da Kimlik bürosunda bulunun. | Open Subtitles | اذهب إلى مكتب شؤون الطلبة في الساعة 9: 30 تماماً |
Verdiğin diğer isimleri kredi bürosunda kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد تفحصت تلك الأسماء المشهورة التى أخبرتيني بها مع مكتب الإئتمان |
Öyleyse gidip alsan iyi olur. Polis bürosunda. | Open Subtitles | إذن من الأفضل أن تستلمه، فهو موجود بمكتب النائب |
Benim adım John Gibbons amme avukatlık bürosunda avukatım. | Open Subtitles | إسمي جون غيبون وأنا محامي بمكتب الدفاع العام |
bürosunda değil. Binayı arayayım. | Open Subtitles | لا ,انه ليس في مكتبه سيدي القاضي سوف أرى ما اذا كان في المبنى |
Şuna baksana. Adam bürosunda vereceği parti için striptiz yapmamı istiyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يريدني أن أتعرّي في حفلة مكتبه. |