Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı. | Open Subtitles | في الواقع ، أنه مؤثر جداً ، جميع النساء يرتدين أجمل الأشياء. |
Yoksa hayatına giren bütün kadınların ölmesinin tamamen bir tesadüf olduğunu mu sanıyordun? | Open Subtitles | أو هل تظن أنه كان مصادفة أن جميع النساء في حياتك انتهين موتى؟ |
Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı. | Open Subtitles | في الواقع ، أنه مؤثر جداً جميع النساء يرتدين أجمل الأشياء |
Bunu kişiselleştirmenin yanı sıra -- kalbinizle olan ilişkinizden bahsedeceğiz ve bütün kadınların kendi kalpleriyle olan ilişkilerinden -- politikaya geçeceğiz. | TED | سنجعل هذا الأمر شخصياً و سنتحدث عن علاقتكم مع قلوبكم وعلاقات كل النساء مع قلوبهن سوف نخوض في السياسة |
bütün kadınların böyle şeyleri hissedebildiğini sanırdım. | Open Subtitles | اعتقد ان كل النساء يمكنها الشعور بهذه الاشياء |
Düzüştüğün bütün kadınların aynı yararları sağlamamaları çok kötü. | Open Subtitles | من السيء جداً كل النساء التي تخدعهم لا يشاركونك نفس المنافع |
bütün kadınların dikkati onun üzerindeydi. | Open Subtitles | كل امرأة كانت معجبة به تغازله و ترمش له بعيونها |
Hem, bütün kadınların siyah elbisesi vardır. | Open Subtitles | لكن على أي حال جميع النساء لديهن فستان أسود |
bütün kadınların bu filikadan öteki filikaya geçmesini istiyorum Olabildiğinizce çabuk olun, lütfen. | Open Subtitles | أريد نقل جميع النساء من هذا المركب في ذلك المركب هيا لنفسح بعض الأماكن هناك |
O rahiplere, özgür düşünen bütün kadınların nasıl tespit edileceğini, nasıl işkence yapılacağını ve nasıl öldürüleceğini öğretti. | Open Subtitles | إنه يرشد رجال الدين المسيحى كيف يعذبون ويقتلون ويحددون مكان.. جميع النساء ذوات التفكير الحر |
bütün kadınların moron olduğunu söyledi ve ben de bu gruba dahilim. | Open Subtitles | لقد قال لتوه بأن جميع النساء مغفلات وأنا من ضمنهن |
sonra da toplantı salonuna git. bütün kadınların gittiği gibi. | Open Subtitles | أهبط إلى غُرفة الإجتماعات، مكان ما يذهب جميع النساء. |
Bobbie, dün gece İnternet'ten burada yaşayan bütün kadınların önceden önemli konumlara geldiklerini öğrendim! | Open Subtitles | بالأمس تصفحت الانترنت ... وعلمت بالأمر جميع النساء كانوا مهمين |
Düzüştüğün bütün kadınların aynı yararları sağlamamaları çok kötü. | Open Subtitles | من السيء جداً كل النساء التي تخدعهم لا يشاركونك نفس المنافع |
Bu kız, kalbimi kıran bütün kadınların hepsi. | Open Subtitles | هذه الفتاة واحدة مثل كل النساء التي حطمت قلبي. |
O rahiplere, özgür düşünen bütün kadınların nasıl tespit edileceğini, nasıl işkence yapılacağını ve nasıl öldürüleceğini öğretti. | Open Subtitles | وفيه توجيهات لرجال الدين حول كيفية .. تحديد مكان، تعذيب وقتل كل النساء المتحررات فكرياً .. |
Yoksa hayatına giren bütün kadınların ölmesinin tamamen bir tesadüf olduğunu mu sanıyordun? | Open Subtitles | أو هل إعتقدت أنها كانت من قبيل المصادفه أن كل النساء اللاتي في حياتك إنتهى بهم المطاف موتى ؟ |
Ben bütün kadınların biyolojik arzularının birer kölesi olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد كنت اقصد ان كل النساء عبيد لمتطلباتهم الجنسية |
bütün kadınların diğer kadınları sevdiğine dair küçük bir teorim var. | Open Subtitles | لديّ فرضية تقضي أن كل النساء تحب النساء |
- bütün kadınların jartiyer giyiyor! | Open Subtitles | تبا, كل امرأة تخرج معها ترتدي حزام رابط (حزام شفاف بالخصر يشد الجوارب الطويلة) |