Bütün o yumurtalar, kistler, bakteriler, virüsler... Hepsi bir gram insan dışkısı içinde bir yerden bir yere taşınabilirler. | TED | كل هذه الأمور مثل البيوض، الأكياس البكتيريا و الفيروسات ، كل هؤلاء ينتقلون في جرام واحد من البراز البشري. |
Yani UCW'ye gidiyorsun, Bütün o mezun öğrencilerle birlikte konferans salonuna oturuyorsun, ve, ne oluyor, sana mı asılıyorlar? | Open Subtitles | حسنا انت تزهبين الى الجامعه وتجلسى فى قاعه المحاضرات مع كل هؤلاء الطلبه وماذا بعد ذلك هل يكتشفو شخصيتك |
Orada olan Bütün o garip şeyler, beni biraz geriyor. | Open Subtitles | الوضعُ هنالك يجعلني متوتّراً بعض الشّيء كلّ تلك الأشياء الغريبة الّتي تطفو في الهواء |
Bütün o insanlar haklı olduklarını düşünüyorlarsa belki biz de onlarla gitmeliyiz! | Open Subtitles | اذا كان كل أولئك الناس يعتقدون انهم محقون فربما علينا اللحاق بهم و ليس بك |
Piliç, Bütün o mal ile tek başına ortalıkta dolanmak istemiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تريد التجول بمفردها مع كل تلك الكمية من البضاعة |
Böylece Bütün o hisleri bastırmak zorunda bırakıldı ve er ya da geç o hisler yayıldı. | TED | لذا كان عليه أن يدفع بكل تلك المشاعر تحت السطح، وكُبِتَت هذه المشاعر في النهاية. |
Bu öğleden sonraki Bütün o koşturmacandan olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأن كان كلّ ذلك الركض الذي عملته بعد ظهر اليوم |
Bütün o arabaları bir-fit-kutunun içine koyduğunu düşün. Yoruldum sanırım. | TED | فكروا في جميع تلك السيارات إن وضعت في مربعك ذي طول قدم واحد. أعتقد أنني قد تعبت. |
Ama sen onun değil, Bütün o diğer kadınların peşinden gittin. | Open Subtitles | بأستثناء انك لم تذهب خلفها لقد ذهبت خلف كل هؤلاء النساء |
Bütün o insanlar neden şu an evimdeler bilmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدي أن تعرفي لماذا كل هؤلاء الناس في منزلي حالياً؟ |
Bütün o hanımlar ve eğlence varken mi? | Open Subtitles | مع كل هؤلاء الآنسات و كل هؤلاء الفتيات ؟ |
- Ve orada Bütün o Amerikalılara rastladınız değil mi? | Open Subtitles | ـ وكان ذلك في الوقت الذي قابلتما فيه كل هؤلاء الأمريكان؟ |
Şey, sadece merak ediyordum, madam, acaba Bütün o Bay Brady'nin hayranları, film üzerine yazdıklarını okuyan şu insanlar, onu aradıklarında, telefonların listesini tutar mısınız? | Open Subtitles | حسناً كنت أتسائل كل هؤلاء المعجبين للسيد الذين يقرأون رواياته ويشاهدون أفلامه حين يتصلون به هل تحتفظون بقائمة سجلات ؟ |
İkinci şovunu o şekilde kaçırman. Bütün o zavallı, hayal kırıklığına uğramış insan. | Open Subtitles | لقد تغيبت عن عرضك الثاني و جعلت كل هؤلاء الناس خائبون الآمل |
Bütün o yılları, kiminle geçirdiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | هـل ترى من عشت معهـا كلّ تلك الأعـــوام؟ |
Bir gün Bütün o kütükler üzerine düşüp az kalsın onu öldürdü derken ona hiç de yakışmayan genç bir kadınla geri döndü. | Open Subtitles | وذات يوم كلّ تلك الحمولة من الأشجار تسقط فوقه، كادت أن تقتله ويعـــود مع فتاة شـابة والتي لا تناسبه مُطلقــًا |
Bu bir komplo olsa, Bütün o insanlara yalan söyletmeleri gerekir. | Open Subtitles | إذا كانت مؤامرة فيجب أن يجعلوا كل أولئك الناس يكذبون |
Piliç Bütün o mal ile tek başına ortalıkta dolanmak istemiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تريد التجول بمفردها مع كل تلك الكمية من البضاعة |
Ona de ki, "Bütün o şamatayı al da Afrika'ya geri götür." | Open Subtitles | أخبره بأن يعود بكل تلك الضوضاء إلى أفريقيا |
Ama hip-hop seni balenin götüreceği yerlere götüremez. Bütün o gerçek dans eğitimi. | Open Subtitles | لكن الهيب هوب لا يستطيع أخذك من الباليه كلّ ذلك هو تدريب الرقص الحقيقي |
Evet, Bütün o harika küçük altın elmalara sahipti, ve Atlanta önde koşuyordu ve Hippomenes küçük bir altın elma yuvarlıyordu | TED | حسنا، كان لديه جميع تلك التفاحات الذهبيه الرائعه، كانت تتعداه، وكان يدحرج تفاحة ذهبية صغيرة. |
Charlie, Bütün o notları tutmak akıllıca mı? | Open Subtitles | تشارلي، هل تظن أنه من الذكاء أن تحتفظ بكل هذه المذكرات؟ |
Gülümsüyorsun ve sanki Bütün o gürültü yok oluyor. | Open Subtitles | تبتسمين فحسب، وكل تلك الضوضاء تتلاشى بعيداً |
Ya Bütün o insanları başka biri öldürdüyse? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ شخصًا آخر قتلَ كلّ أولئك الأشخاص ؟ |
Bütün o duygular; suçululuk, öfke ve üzüntü var ya, | Open Subtitles | كما تعلمين، كُلّ تلك المشاعر من الشعور بالذنب والغضب والحزن؟ |
Bütün o devleri bununla yakalayacaksın. - Hepsini mi? | Open Subtitles | ينبغي عليك ان تمسك جميع هؤلاء افراس البحر بواسطة هذه |
Bütün o silahlı çatışmalar ve at üzerinde kovalamacalar doğrusu başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | كُل تلك الأسلحة إطلاق الرصاص والركض على ظهور الجياد كل ذلك يصيبنى بصداع مخيف إنها أعمال لا تليق بالسادة |
Kazandığımız Bütün o paralarla dostum bir sürü uçak bileti alabiliriz. | Open Subtitles | اتعرف , مع كل هذا المال الذى صنعناه يارجل نستطيع ان نشترى العديد من تذاكر الطيران |