Tanıştık, birkaç yıl arkadaşlık ettik sonra beraber olduk ve ayrıldık bütün sorunlarımızı tatlıya bağladık ve artık ikimiz de birbirimiz hakkında her şeyi biliyoruz. | Open Subtitles | ما أعنيه، إلتقينا، كنا أصدقاء ،لبضعة سنوات ثم أصبحنا في علاقة ثم أنهينا علاقتنا ثم حللنا كل مشاكلنا |
Bundan bir şey çıkarsa bütün sorunlarımızı çözer. | Open Subtitles | لو نتج عن ذلك شيء فمن الممكن أن يحل كل مشاكلنا. |
Eğer oraya ulaşabilirsek, bütün sorunlarımızı git. | Open Subtitles | إذا تمكنا من الوصول إلى هناك كل مشاكلنا ستزول |
Karar verdim... bu adamı- bütün sorunlarımızı çözmüş bu adamı- | Open Subtitles | ..لقد قررت لجعل ذلك الرجل الرجل الذي يحل جميع مشاكلنا |
Sanırım bütün sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف كيف نحل جميع مشاكلنا |
O hâlde bütün sorunlarımızı çözebilecek bir fikrim var. | Open Subtitles | إذن ربما لدي فكرة ستحل جميع مشاكلنا |
"Bebeğim, bu bütün sorunlarımızı çözecek." - 2 milyon dolardı. | Open Subtitles | "ستحل العملية كل مشاكلنا يا عزيزتي" |
Her neyse, bu bizim bütün sorunlarımızı çözecek. | Open Subtitles | حسناً، هذا يحل كل مشاكلنا |