Ve haritada ortadaki yeşil şeyin çevresindeki Büyük Mavi şey ise bir ada. | Open Subtitles | و الشئ الأخضر الكبير في منتصف الشئ الأزرق الكبير على خريطة... هي جزيرة |
Sanırım sadece Büyük Mavi'nin gerçek olmasını istedim. | Open Subtitles | أحسب أنا فقط أردت الأزرق الكبير الّذي سيكون حقيقي. |
Etraflarındaki küçük ve solgun yıldızlardan çok daha genç; büyük, mavi yıldızlar. | Open Subtitles | النجوم الزرقاء الكبيرة أصغر عمرا من النجوم المعتمة الصغيرة التي تحيط بها |
Şuraya bu Büyük Mavi baloncuğu onun burada olduğunu hatırlatmak için koyuyorum. | TED | حيث أنني أرمز لها بتلك الفقاعة الزرقاء الكبيرة ، حسنا ، لأحاول تذكيركم بوجودها هناك. |
Şimdi, eğer bir gökada kümesi görüntüsü alır ve tüm yıldız ışığını bundan çıkartırsam, elimde bu Büyük Mavi leke kalır. | TED | حسنا، إن أخذت صورة لعنقود مجريّ، وقمت بحذف كلّ الضوء الصادر عن النّجوم، سيتبقّى أمامي نقطة زرقاء كبيرة. |
Yani sen olanlardan Büyük Mavi'nin mi sorumlu olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لذا تفكّر أزرقا كبيرا مسؤول لما حدث؟ |
Büyük Mavi çölleri sadece zincirlenmiş, alevsiz bir cehennemdir. | Open Subtitles | صحرائهم الزرقاء العظيمة فقط مجرد جحيم مقيد بدون نيران. |
Size bilgilendirme amaçlı bir şeyler göndermiştim. Büyük Mavi kaplı? | Open Subtitles | لقد أرسلت لكم قائمة تعريفية الملف الأزرق الكبير |
Haritada büyük, mavi şeyin ortasındaki küçük yeşil nokta da bir adadır. | Open Subtitles | والشيء الأخضر الكبير في منتصف ...الشيء الأزرق الكبير على خريطة هي جزيرة |
Bu heyecan fırtınasında, Büyük Mavi başka bir şampiyonluk kazanibilecek mi? | Open Subtitles | بين كل هذا الزخم هل سيربح الفريق الأزرق الكبير بطولةً أخرى ؟ |
O büyük kancayla aldılar herifi. Büyük Mavi kanca var ya, onla. | Open Subtitles | أخرجه بهذا الخطاف الكبير الخطاف الأزرق الكبير |
Haritada büyük, mavi şeyin ortasındaki küçük yeşil nokta da bir adadır. | Open Subtitles | و الشئ الأخضر الكبير في منتصف الشئ الأزرق الكبير على خريطة... هي جزيرة |
Bir zamanlar, denizbilimci Büyük Mavi balinanın midesindekileri araştırmak için engin denizlere açılmış. | Open Subtitles | ذات مرة ، ذهبت عالمة المحيطات ... في البحر الكبير لتكتشف ما الذي كان يوجد في بطن الحوت الأزرق الكبير |
Bisküvilerimiz üzerinde bisküvi resmi olan Büyük Mavi kutuların içinde satılıyor. | Open Subtitles | في العلبة الزرقاء الكبيرة ذات صورة البسكويت على الغطاء |
Spektrumun diğer ucunda büyük, mavi, ana sekans yıldızları vardır. | Open Subtitles | في النهاية الأخري للطيف هناك نجوم "التسلسل الرئيسي" الزرقاء الكبيرة |
Bu Büyük Mavi şeyler 7 ton ağırlığındaki süperiletken mıknatıslar ve sıvı helyumla, dünya üzerindeki en düşük sıcaklıklara kadar soğutulmaları gerekiyor. | Open Subtitles | هذه الأشياء الزرقاء الكبيرة هي 7 طن المغناطيسيات فائق التوصيل التي يجب أن تبرد بواسطة الهيليوم السائل |
Bunu onun dergilerinde okumuştum, Büyük Mavi'nin gerçek fotoğraflarından kazandığı parayla yaşamayı umuyordu. | Open Subtitles | حسنا، أنا قرأت في مجلاته بأنّه كان يتمنّى العيش على الأجور المحفوظة الحقوق... من الصورة الزرقاء الكبيرة الأصيلة. |
Sabah kahvaltılarını ettikten sonra, kaldırımdan köşeye kadar yürüdüler ve Büyük Mavi bir otobüse bindiler. | Open Subtitles | بعد فطور جميل تمشوا في الطريق إلى الزاوية حيث ركبوا حافلة زرقاء كبيرة |
Büyük, mavi, ahşap bir kulübeyi neden aldı ki? | Open Subtitles | لماذا اشترى صندوقا خشبيا أزرقا كبيرا ؟ |
Büyük Mavi çölleri sadece zincirlenmiş, alevsiz bir cehennemdir. | Open Subtitles | صحرائهم الزرقاء العظيمة فقط مجرد جحيم مقيد بدون نيران. |
Belki Büyük Mavi de kayalıklarda veya ormanda yaşayabiliyordur. | Open Subtitles | أزرق كبير لربّما له بيئة داخلية، في مكان ما في الصخور أو في هذه الغابة الكثيفة هنا. |
Konuşana bak. Ne zamandan beri Büyük Mavi izcinin bir çocuğu var? | Open Subtitles | أنت واحد للكلام , منذ متى الفتى الازرق الكبير سكاوت |
Büyük Mavi balina, şimdiye kadar yaşamış en büyük hayvandır. | Open Subtitles | " الحوت الأزرق هو أكبر الحيوانات " " فى التاريخ" |