Öğrendiğimiz şeylerden biri, bu fakir toplumların ürünleri büyük miktarlarda satın almadığıydı. | TED | أحد الدروس التي تعلمناها هي أن الطبقات الفقيرة لا تشتري المنتوجات بكميات كبيرة. |
Hollanda gemileri, Avrupa'da kâr elde etmek için Asya'dan büyük miktarlarda baharat ithal ediyorlardı. | TED | السفن الهولندية استوردت البهارات من آسيا بكميات كبيرة جداً لتجني أرباحاً في أوروبا |
Metabolizmalarından hidrojen sülfid üreten ve bunu büyük miktarlarda yapan mikroplar vardır. | TED | هناك ميكروبات تقوم عبر عملية استقلابها بإنتاج كبريت الهيدروجين، وتنتج ذلك بكميات كبيرة. |
Haftalık büyük miktarlarda kimyasal maddeler getiriliyor... | Open Subtitles | تستقبل كميات كبيرة من ..المواد الكيميائية كقاعدة أسبوعية |
Aynı zamanda asma tavanın arasına bu kimyasallardan büyük miktarlarda gizledim. | Open Subtitles | في الوقت ذاته قمت بوضع كميات كبيرة من هذه المواد فوق قطع السقف الموجودة في الأعلى |
Bu yaklaşıma, yaşayan organizma içinde biyoreaktör adını verdik ve bu yaklaşım sayesinde çok büyük miktarlarda kemik ürettik. | TED | وهذه المقاربة ندعوها المفاعل حيوي داخل الكائن الحي، وقد استطعنا أن ننتج كميات هائلة من العظام باستخدام هذه الطريقة. |
Bölgedeki bambu bitkileri, birkaç on yılda bir defa büyük miktarlarda meyve üretiyor. | TED | تُنتج نباتات الخيزران المحليّة كميّات كبيرة من الفواكه مرّة واحدة كل بضعة عقود. |
Vermikülit çatı katlarının izolasyonu için kullanılıyordu, uzun Montana kışları boyunca evleri sıcak tutmak için büyük miktarlarda kullanılıyordu. | TED | الفيرميكيوليت كان يستخدم لعزل الشقق، يوضع كمية كبيرة منه تحت السقف لإبقاء المنازل دافئة خلال فصول الشتاء الطويلة في مونتانا. |
Aslında Sovyet gençliğini büyük miktarlarda eroinle zehirliyor. | Open Subtitles | لكنه فى الواقع يدنس الشباب السوفياتى بكميات كبيرة من الهيروين |
Ve, büyük miktarlarda cam üretimi için, bazıları birkaç kat yüksekliğinde olan endüstriyel fırınlar inşa ettiler. | Open Subtitles | ،وبنو أفراناً صناعية بعضها متعددة الطوابق لصناعة الزجاج بكميات كبيرة |
Ne zaman büyük miktarlarda uyuşturucu gelse Piper Tech'in ana kasasında saklanır. | Open Subtitles | إنهم يحتفظون بكميات كبيرة من المخدرات "في خزنة "بايبر تيك |
Buradaki strateji şudur; eğer bize bir hasta hastalanmış veya yaralanmış bir organla gelirse, o organdan çok küçük bir parça, bir posta pulunun yarısı kadarlık bir doku örneği alıyoruz. Daha sonra bu dokuyu parçalara ayırabilirsiniz, temel özelliklerine bakarsınız, hastanın kendi hücrelerine, bu hücreleri dışarıya alırsınız, vücudun dışında çoğaltır ve büyük miktarlarda üretirsiniz, ve daha sonra yapı iskelesi malzemelerini kullanırsınız. | TED | الخطة هنا هي اذا جائنا مريض بعضو مريض او مصاب أن تاخذ قطعة صغيرة جدا من نسيج هذا العضو, أقل من نصف حجم طابع بريد, و عندها نفصل هذا النسيج الى اجزاء و ننظر في مكوناته الأساسية الى خلايا المريض نفسه و تفصل هذه الخلايا وتزرعها و تزيدها خارج الجسم بكميات كبيرة, ثم نستخدم خامات ناقلة |
Haftalık büyük miktarlarda kimyasal maddeler getiriliyor... | Open Subtitles | تستقبل كميات كبيرة من ..المواد الكيميائية كقاعدة أسبوعية |
Bu şekilde, gezegenimizi sıcak tutan büyük miktarlarda karbondioksit atmosferden alınıp deniz tabanında saklanmış olur. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، كميات كبيرة من ثاني أكسيد الكربون، الغاز الذي يبقي كوكبنا دافىء، يتم إزالته من الجو ويحُبس بعيداً في قعر البحر. |
Her hareketimiz büyük miktarlarda karbondioksit salıyor. | Open Subtitles | نشاطاتنا هذه، ادت الى الإفراج عن كميات هائلة من ثاني أوكسيد الكاربون |
Burada, garip bir şekilde, haftalık olarak vadesiz hesabına büyük miktarlarda nakit para yatıran Mike Spires adında bir bagaj görevlisi var. | Open Subtitles | هناك شخص يعمل بالحقائب إسمه مايك سبايرز الذي كان يودع كميات هائلة من المال بحسابه المصرفي بشكل أسبوعي |
Yüksek derecede saf metamfetamini büyük miktarlarda üretmek için kendi adamlarınızı eğitiriz. | Open Subtitles | وندرّب رجالك على إنتاج كميّات كبيرة من الميثاميفيتامين ذو النقاوة العالية. هائل! |
Kendisinin, Avon Barksdale'in uyuşturucu ticaretinde çok önemli bir noktada olduğunu, amcası için büyük miktarlarda uyuşturucu sattığını ve bize yardımcı olmak istediğini gösterdi. | Open Subtitles | أبدى استعداده للشهادة بأنّه كان موزّعاً في منظمة (آيفون باركسدايل) كان يبيع كميّات كبيرة من المخدرات لخاله |