ويكيبيديا

    "büyükannesiyle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جدته
        
    • جدتها
        
    • جدّتها
        
    büyükannesiyle olduğunu düşünmüş ve arayıp sormamış. Open Subtitles لقد افترضت انه كان مع جدته و تركته هناك فحسب
    Ricky'nin büyükannesiyle beraber Havasu*'da inzivaya çekildiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أن ريكي محاصر في هافاسو مع جدته في حين أخيراً أرتبطنا رسمياً
    Yani bana söylediğin şu ki 35 yaşında hiç evlenmemiş ve büyükannesiyle yaşayan bir adamın sorunları mı var? - Beni çok iyi anlıyorsun değil mi? Open Subtitles اذن ماتقوله ان رجلا ذو ال 35 عاما والذي لم يسبق له الزواج ويعيش مع جدته يعاني من عقد؟ انت ترينني على حقيقتي اليس كذلك؟
    Maddie büyükannesiyle yaşayacak, kimse ondan daha fazla mutlu olamaz. Open Subtitles مادي ستعيش مع جدتها التي لا يمكن أن تكون أسعد
    büyükannesiyle de ben aynı sorunu yaşamıştım. Yani, annesiyle. Open Subtitles كان لديَّ نفس المشكلة مع جدتها ، أعني أمها
    Polisler onu götürmüş ama kimse büyükannesiyle irtibata geçip neler olduğunu anlatmamış. Open Subtitles الشرطة اتت لاخذه لكن لم يتواصل اي أحد مع جدته أو أخبرها بما حدث
    Polisler onu götürmüş ama kimse büyükannesiyle irtibata geçip neler olduğunu anlatmamış. Open Subtitles جاءت الشرطة للحصول عليه، ولكن من أي وقت مضى الاتصال لا أحد جدته أو قال لها ما حدث.
    Küçük Johnny Harrington, bizden üç ev ötede oturuyordu. Bir çiviye bastı; büyükannesiyle yaşıyordu, tetanoz kaptı, hastaneye gitti, tetanoz aşısı falan yok, öldü. TED جوني هارينجتون الصغير، الذي عاش على مقربة 3 أبواب مني، داس على مسمار، عاش مع جدته لأمه، أصيب بمرض الكزاز، ذهب إلى المستشفى لم يحصل على تطعيم الكزاز فتوفي،
    Bak sen, büyükannesiyle yaşayan adamdan tavsiyeler. Open Subtitles جيد ، نصيحة من رجل يعيش مع جدته
    büyükannesiyle yaşıyor ama söylediğine göre pek ilgilenmiyormuş. Open Subtitles يعيش مع جدته كما يقول إنها ليست هناك
    büyükannesiyle dama oynuyormuş. Open Subtitles حسناً قال أنه كان يلعب الشطرنج مع جدته
    büyükannesiyle hayvanat bahçesine gitti. Open Subtitles انه في الحديقه مع جدته
    Aslında hâlâ büyükannesiyle çalışıyor. Open Subtitles في الحقيقة مازال يعيش مع جدته
    - 5 yaşında bir çocuğa büyükannesiyle Harvey amcasının neden aynı odada duramadığını anlatmak ne kadar zor biliyor musun? Open Subtitles بأن تُخبرَ طفلاً عمرهُ خمسة سنوات بلماذا جدته وعمهُ (هارفي)لا يُمكنهُم بأن يجلسوا معَ بعض؟
    Trey Hansen büyükannesiyle yaşıyor. Open Subtitles حياة (تراي هانسن)مع جدته
    90 yaşındaki büyükannesiyle tanışana kadar, ilaçlar etkisini göstermemişti. Open Subtitles هذه الحبوب لم تركلني حتى اللحظة التي دخلت بها على جدتها صاحبة الـ 90 عاما
    Gelip geceyi büyükannesiyle geçirdiği hafta sonlarına bayılıyordum. Open Subtitles ..أحببت عطل نهاية الاسبوع عندما كانت تأتي وتقضي ليلتها مع جدتها..
    Bu, Elizabeth'in annesini görmek için son şansı Paige'in de büyükannesiyle tanışması içinse tek şansı. Open Subtitles وهذه فرصتها الأخيرة لرؤية امها وفرصة بايج الوحيدة لرؤيتة جدتها
    büyükannesiyle yaşıyor. Ona sormalıyım. Open Subtitles انها تعيش مع جدتها سأحتاج ان اسألها
    Ondan sonra onu büyükannesiyle gönderdim. Open Subtitles لقد جعلتها تذهب مع جدتها بعد ذلك
    Üzgündü. Çok ağlıyordu. büyükannesiyle çok yakındılar. Open Subtitles كانت حزينة ، تبكي كثيراً وقد كانت مقرّبة من جدّتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد