Trafik, akışı engellenmeksizin, efektif olarak büyüklük ve içeriğe göre ayrılır. | TED | يتمُ فصل حركة المرور بفعالية عن طريق الحجم والمحتويات دون عرقلة تدفق سيرها. |
Bol miktarda oksijen elde edildikten sonra büyüklük ve karmaşıklık kazanırsın. | Open Subtitles | بوجود حزمة من الأوكسجين، تحصل على الحجم والتعقيد. |
Her diş ve bobin, büyüklük ve donanım için özel tasarlanmış. | Open Subtitles | كل جزء ولولب هو تصميم خاص من اجل الحجم والقوة |
- Çevresindeki parçalarla ilişkisine göre büyüklük ve konumlarını temel alarak kayaların tahmini ağırlık ve yoğunluklarını hesaplıyorum. | Open Subtitles | بحساب الوزن التقريبي و كثافة الصخور، و إستنادا على الحجم والأخذ |
Şantiyeye ilk gittiğimde, ilk yaptığımız tasarım çalışması 12 tane başlangıç bloğu yaparak var olan sokakları uzatmaktı Barselona ve Avrupanın diğer şehirlerindeki avlulara büyüklük ve özellik olarak benzer şekilde. | TED | وعندما ذهبت إلى الموقع، أول عملية قمنا بها لتصميم كانت لتوسيع الشوارع القائمة، وإنشاء 12 مباني أولية مماثلة في الحجم والخصائص لتلك التي لدينا في برشلونة والمدن الأخرى في أوروبا مع هذه الساحات |
Bir evrim biyoloğu olarak şöyle derdim: beyinlerimiz, vücutlarımızın iş gördüğü büyüklük ve hız koşullarında hayatta kalmamızı sağlayacak şekilde evrildi. Hiçbir zaman atomların dünyasında hareket edecek şekilde | TED | كعالم أحياء يؤمن بنظرية التطور يمكن أن أقول: ان أدمغتنا قد تطورت.. لمساعدتنا على الحياة ضمن مقدار الحجم والسرعة.. التي تعمل أجسادنا تبعا لها. |
büyüklük ve uzunluk olarak değil ancak aynı tarz. | Open Subtitles | ليس الحجم أو الطول ولكن الأسلوب |
Amigdalaya, tüm sitemleri idare edecek büyüklük ve ağırlığı verirsen yani bütün gücünle uğraşırsan, şiddeti, hapşırmaya denk bir şekilde yaptırmaya çalışıyorsun demektir. | Open Subtitles | عن طريق إعطاء الأمقدالة الحجم والثقل اللازمين لتولي النظام بأكمله، أقصد بالتعامل بالقوة التامة ...نوعاً ما تحولين الرغبة لـِ إلى عنف وهو ما يعادل العطس |