Karnimda büyüyen bir çocuk var ve kisa süre önce kulaklari da olustu. | Open Subtitles | هناك طفلٌ ينمو في أحشائي وقد أصبح لديه للتو أذنان |
Bana senin bir kanser gibi sürekli büyüyen bir tümör olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هي أخبرتنى أنك مثل كيس سرطانى ينمو في إبطها |
Karnımda büyüyen bir çocuk var ve kısa süre önce kulakları da oluştu. | Open Subtitles | هناك طفلٌ ينمو في أحشائي وقد أصبح لديه للتو أذنان |
İnternetle büyüyen bir nesildenim. | TED | أنا من الجيل الذي تربى في عصر الانترنت. |
Bu şekilde büyüyen bir çocuk sürekli dayak yemekten korkar ve asla bir şey için cesaret edemez. | Open Subtitles | الطفل الذي تربى بهذه الطريقة... غالباً ما يكون خائف من ان يضرب... ولن يكون جريئا ابدا. |
Neden birine beyninde büyüyen bir tümör olduğunu söylemeye zahmet edelim ki? | Open Subtitles | نعم لم نخبر رجلا ان عنده ورما ينمو في دماغه؟ |
Hâlâ düzen içinde çalışan bacaklarım vardı ve karnımda büyüyen bir bebek. | Open Subtitles | لدي أرجُلي والتي مازالت تعمل والطفل ينمو في أحشائي |
Buz kütlesinin içinde büyüyen bir kristal. | Open Subtitles | إنه الكريستال الذي ينمو في واحدة من أحد تشكلات الجليد هذه |
Evinde büyüyen bir kanser var. | Open Subtitles | لديك سرطان ينمو في منزلك |
- büyüyen bir baş ağrısı o. | Open Subtitles | إنه وجع ينمو في المؤخرة. |
Ryan, içinde büyüyen bir şey var ve icabına bakmazsan, dışarı çıkacak hem de muhtemelen vahşice ve olabilecek en kötü vakitte. | Open Subtitles | حسنا (رايان) هنالك شيء ينمو في داخلك وإذا لم تتعامل معه , فإنّه سيخرج على الأرجح بعنف وفي اسوأ وقت ممكن |
Beynimde büyüyen bir tümör var. | Open Subtitles | لديّ ورمٌ ينمو في دماغي |
Death Valley'de büyüyen bir şeyi mi öldürdün? | Open Subtitles | قتلتِ شيئاً ينمو في (وادي الموت) ؟ |
Geziye çıkan bir turist. Bir hayvanat bahçesinde büyüyen bir aslansın. | Open Subtitles | أنتِ مثل الأسد الذي تربى في حديقة حيوان |