Ama Robert kilisede Damien'ı bıçaklamaya çalışırken vuruldu. | Open Subtitles | الشئ الوحيد هو أن روبرت تم أطلاق النار عليه فى الكنيسه.. بينما كان يحاول طعن داميان |
Çocuk esirgeme kurumunda büyüdüm, insan bıçaklamaya alışkınımdır. | Open Subtitles | لقد كنت طفلة متبناه مما يعني أنني معتادة على طعن الأشخاص |
Adam dengesiz ve çevremde beni bıçaklamaya çalışan birini istemem. | Open Subtitles | هو يكرهني وأنا أحب إحاطة نفسي بالناس الذين لا يريدون طعني |
Beni bıçaklamaya çalışmasaydın seni öpmeye çalışırdım. | Open Subtitles | لو لم تحاولي طعني حالًا، فربّما يُغريني ذلك على تقبيلكِ. |
Tamam, bir bıçak alıp, seni bıçaklamaya başlar. | Open Subtitles | حسنا , لقد ذهبت للمطبخ و احضرت سكين و بدأت فى طعنك |
Caddede, ben pezevengi bıçaklamaya hazırlanırken... bunu bana söylemen gerektiğini düşünmedin mi? | Open Subtitles | حينما تأهبت لطعن الوضيع في شارع السوق ألم تعترك رغبة في التلميح لهذا؟ |
Adamın üzerine gitti ve onu bıçaklamaya çalıştı fakat adam karşılık verdi. | Open Subtitles | انطلق نحو الرجل وحاول طعنه.. لكنه قاومه. |
Çocuklar üzerine koştu ve onu bıçaklamaya başladılar. | Open Subtitles | مجموعة من الأطفال آندفعوا إليها, وبدأوا بطعنها. |
Beynini uçurup kalbini bıçaklamaya çalıştıktan sonra mutlu mesut yaşayacak mıyız? | Open Subtitles | بعدما حاولت تفجير رأسك، وطعنك في قلبك، ربما الأثنين معاً ؟ |
Ben, herkesin sırttan bıçaklamaya cesaretlendirildiği bir ailede yetiştim ve bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | لقد نشأت فى عائلة حيث كان طعن شخصاً ،فى ظهره من الشجاعة وهذا لن يتغير أبداً |
Oh, Uranüs düştü. Miller, Uranüs'ü bıçaklamaya çalışma. | Open Subtitles | كوكب يورينس سقط، ميلر لا تحاول طعن يورينس |
Oyuncakları semavi bir bıçakla birbirini bıçaklamaya başlarsa... | Open Subtitles | لذلك أنا أحسب أنه إذا بدأت ألعابه طعن بعضهم البعض |
Bir polisi bıçaklamaya nasıl cüret edersin? Seni kahrolası! | Open Subtitles | يجرؤ على طعن ضابط شرطة يالك من حثالة |
Kızımı sevdiğim için mi bir öğretmeni bıçaklamaya çalıştım? | Open Subtitles | حاولت طعن مدرس لأنني احب ابنتي؟ |
Hatta ikinci gece beni bıçaklamaya çalıştı ama gardiyanlar engel oldu. | Open Subtitles | في الواقع، حاول طعني في ليلتي الثانية لكن حارساً أوقفه |
Neden beni bıçaklamaya çalışmıyorsun? Sonra yer değiştiririz. | Open Subtitles | فلما لا تجربي طعني ومن ثم نقلب الأدوار |
Beni sırtımdan bıçaklamaya dayanamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنك لا يمكنك مقاومة طعني بظهري. |
Seni bıçaklamaya karar verdiklerinde kaçamaman için, onlar seni yakınlarında tutmak isterler. | Open Subtitles | كل ما يريدونه ان تبقي قريبه جداً حتى لا يمكنك الهرب حينما يقررون طعنك |
10 dakika daha geçse seni vurmaya ya da bıçaklamaya çalıştığım her an için pişman olacaktım. | Open Subtitles | لأنّي بعد 10 دقائق أخرى برفقتك كنت قد أبدأ في الندم على كلّ الأوقات التي حاولت فيها إرداءك أو طعنك. |
Neden arkadaşlarını sırtından bıçaklamaya niyetli birine güveneyim? | Open Subtitles | لم قد أثق برجل على إستعداد لطعن أصدقاءه بظهورهم؟ |
Daha sonra üzerine çıktım ve bıçaklamaya başladım. | Open Subtitles | وبعدها جثمت فوقه وبدأت في طعنه |
Sonra da bıçaklamaya devam etti. | Open Subtitles | وثم أسنمر بطعنها |
Beynini uçurup kalbini bıçaklamaya çalıştıktan sonra mutlu mesut yaşayacak mıyız? | Open Subtitles | بعدما حاولت تفجير رأسك، وطعنك في قلبك، ربما الأثنين معاً ؟ |
Çığlık atmayı kesene dek bıçaklamaya devam ettim. | Open Subtitles | طعنتُها حتّى انقطع الصراخ |