Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu. | Open Subtitles | لقد كان فتى نحيفا انفجر غاضبا و طعن متنمرا بالمدرسة |
DiGeorgio'yu bıçaklayan Bobby Maxwell'i bulacaktı bana. | Open Subtitles | سيقودني لمكان بوبي ماكسويل,الرجل الذي طعن دجورجيو,أنا متأكد من ذلك |
Sorun Columbus'ta birini bıçaklayan bir adam. | Open Subtitles | . إنه بشأن الرجل الذى طعن ذلك الرجل فى كولومبس |
Kadın kendisinin adam bıçaklayan halinin kocaman dövmesini yaptırmış sırtına. | Open Subtitles | اعني , لديها وشم على كامل ظهرها وهي تطعن شخصا |
Bana göre sen en az onu bıçaklayan adam kadar suçlusun. | Open Subtitles | وبالنسبة إليّ، فأنت مذنب في قتله كالرجل الذي طعنه. |
Karl, seni gözünü kırpmadan bıçaklayan, | Open Subtitles | كارل ، الشخص الذي طعنك في موقف الاستراحة |
Yüzbaşı'yı bıçaklayan, Mısırlı değil de, bu iblis olmasın? | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون الشيطان و ليس المصرية ، هو من قام بطعن الكابتن ؟ |
O insanı sırtından bıçaklayan Kazak'a beni bulmasını söyleyin. | Open Subtitles | أخبر تلك القوزاقيه التي طعنتني من خلفي أن تجدني |
Geçen yıl Denver'e eşini bıçaklayan adamı aramak ve öldürmek maksadıyla mı gittin? | Open Subtitles | هل قدت إلى "دنفر" العام الماضيّ لتتعقب وتقتل الرجل الّذي طعن زوجتك ؟ |
Bu çocuğu bıçaklayan işe yaramaz orospu çocuğunu bulun. | Open Subtitles | جدوا اللعين الغير جيد الذي طعن ذلك الفتى |
Hadi, kız kardeşimi bıçaklayan adamı bulup hayatımı mahvettiği ve her şey için intikam alalım. | Open Subtitles | دعينا نجد الرجل الذي طعن أختي وننتقم لإفساد حياتي وكل شيء |
- Alfred'i bıçaklayan adam hâlâ Gotham'da. | Open Subtitles | الرجل الذي طعن ألفريد، وقال انه هو في جوثام. |
Sırtından bıçaklayan, fırsatçı küçük şeytanları değil. | Open Subtitles | ليس طعن في الظهر وقليل من الانتهازية إرتجال |
Masum bir insanı bıçaklayan babanın yaptıklarına kıyasla küçük bir kargaşa | Open Subtitles | لم يكن ذلك شيئا مقارنة ما فعله والدك عندما طعن الأبرياء واحد البشري |
Sen de arkadaşını arkadan bıçaklayan kaltaksın, değil mi? | Open Subtitles | انت الصديقة التي تطعن في الظهر، صحيح؟ |
Kendini bıçaklayan iyi türünden misin yani? | Open Subtitles | ولكنها من النوع الذي تطعن نفسك |
- Muhtemelen onu bıçaklayan odur. | Open Subtitles | على الأرجح أن الفروي الأزرق هو من طعنه |
İyi haberse seni bıçaklayan adamla evlenmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكن الأخبار الجيدة أنكِ ليس من الضروري . أن تتزوجي الرجل الذي طعنك وماذا سيحدث ؟ |
Baban, erkek arkadaşını bıçaklayan müvekkilinin ifadesini değiştirtmiş. | Open Subtitles | والدك أقنع موكلته بتغيير إذعانها بطعن صديقها |
Hayatımın son saatleri olabilecek anlarını beni resmen arkadan bıçaklayan bir kızla gevezelik yaparak geçirmeyi istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنّي أنّي أودّ قضاء ما قد يكونآخرلحظاتعمري... في حديثٍ خرفٍ مع فتاةٍ طعنتني حرفيّاً في ظهري؟ |
Her zaman ağlayan bebekler için durdururdum ve birbirini bıçaklayan adamlar için. | Open Subtitles | أنا دائما أوقفها دائما عندما يبكي الصغار أو عندما يطعن أحدهم الاخر! |
Geçen hafta TV'de kocasını 27 yerinden bıçaklayan bir kadın vardı. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي سمعت على التلفزيون عن امرأة طعنت زوجها 27 مرة |
Seni bıçaklayan kadını arıyor. | Open Subtitles | تتعقب المرأة التي طعنتك |
Ve bombacıyı bıçaklayan kişiyle bağlantılı. | Open Subtitles | وهو يُوصَلُ إلى مَنْ طَعنَ مفجّرَ القنبلة. |
Arkadaşlarını sırtından bıçaklayan adamlardansınız. | Open Subtitles | الرجال الذين طعنوا اصدقائهم من الخلف |
Joey'e sırttan bıçaklayan bir patrona karşı manivela kuvvetini kullanmayı öğretme şansı. | Open Subtitles | لتعليم جوي كيف يستعمل قوة الرفع ضد الرئيس الطاعن في الظهر. |