Her zaman burayı kimin bırakacak kadar aptal olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ولكنى أتساءل من السخيف بما فيه الكفاية ليترك هذا هنا |
en azından silahını evde bırakacak kadar akıllıymış. | Open Subtitles | على الأقل هو ذكي بما يكفي ليترك مسدسه بالمنزل |
Demek, o buradaydı ve bize ipucu bırakacak kadar ayık kafadaydı. | Open Subtitles | حسنا اذن لقد كان هنا و واع بشكل كاف ليترك لنا دليلا |
Dominguez dediğin adam o kadar iyiyse, arkasından çıktı (kanıt) bırakacak kadar dikkatsiz değildir. | Open Subtitles | لكن إن كان ديمنغيز هذا بالبراعة التي تحكي عنها, فهل تعتقد أنه سيكون مهمل لدرجة ترك بصمات؟ |
O eli geride bırakacak kadar hem de. | Open Subtitles | لدرجة ترك تلك اليد هناك |
Bu mültecilerden, vatandaşlarınızı federal hükûmette temsilcisiz bırakacak kadar korkuyor musunuz gerçekten? | Open Subtitles | هل أنتِ خائفة حقًا من هؤلاء اللاجئين من أن يكون لهم إرادة ويجعلونكِ تتركين مكانكِ بأصواتهم في الحكومة الفيدرالية ؟ |
Bak, bu işin arkasında kim varsa çıkmak için kullanabileceğimiz bir şey bırakacak kadar salak değildir. | Open Subtitles | من خلف هذا ليس غبياً ليترك شيئاً نستعمله للتحرر |
Böyle bir iz bırakacak kadar küçük at görmedim. | Open Subtitles | لم ارى حصان كبير كفايه، ليترك اثر كهذا |
Çalınmış botların izini bırakacak kadar aptal ama onları önceden çalacak kadar akıllı mı? | Open Subtitles | - ماذا تقولى؟ غبى ليترك آثار أقدامه لكنه ذكى ليسرق الحذاء |
Tüm delillerin olduğu yerde arabasını bırakacak kadar aptal biri değil. | Open Subtitles | ليس غبياً ليترك سيارته قرب... حقلاً مليئاً بالأدلة. |
Cinayet silahını burada bırakacak kadar aptal olamaz bence. | Open Subtitles | ليترك سلاح الجريمة هنا |
Bu mültecilerden, vatandaşlarınızı federal hükûmette temsilcisiz bırakacak kadar korkuyor musunuz gerçekten? | Open Subtitles | هل أنتِ خائفة حقًا من هؤلاء اللاجئين من أن يكون لهم إرادة ويجعلونكِ تتركين مكانكِ بأصواتهم في الحكومة الفيدرالية ؟ |