Ve bu önemli, çünkü bağışıklık sisteminizin iyi hücreleri yalnız bırakması gerekiyor. | TED | وهذا مهمّ، لأن جهازنا المناعي يحتاج أن يترك الخلايا الجيّدة وحدها. |
Birkaç nedenden dolayı davayı bırakması için ikna edilebilir. | Open Subtitles | يمكننا أن نضغط عليه بعده أشياء لينقذ نفسة و يترك القضية |
Pekâlâ. Vampir saçmalığını bırakması gerektiğini binlerce kez söyledim ona. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد أخبرته مئات المرات أنه يجب أن يترك ترهات مصاصي الدماء، إنه غباء |
Ondan istediğim mantıksız olmayı bırakması. | Open Subtitles | ما اريده منه ان يتوقف عن كونه غير عقلاني |
Elindeki tek mahkumu kaybettikten sonra vekaleti sana bırakması tuhaf olmuş. | Open Subtitles | يبدو غريب أن يتركك المسؤول بعد ان فقدت أحد السجناء. |
Blair'ı yalnız bırakması çok "nazikçe"ydi. | Open Subtitles | ,لأنه بالحقيقه من غير اللائق به بأن يتركها وحيده |
Queens'de yarım saat içinde bir masaj randevum var. Birisinin bırakması gerek. | Open Subtitles | لدي جلسة مساج في كوينز بعد نصف ساعة وأحتاج إلى من يوصلني |
Babamı yalnız bırakması için ona yalvardım, ama o babamın annemi terkedip onla birlikte olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد توسلت إليها لتترك والدى ولكنها قد قالت أن والدى سيترك أمى ليكون معها |
Ama yeni bir vampir olmalı, çünkü cesedi öyle bırakması, ya çok dikkatsizdir, ya da bir mesaj yollamaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ولكنّهلابدأن يكونشخصٌجديد ، لأنه يترك الجثمانات بتلكَ الحالة. أماأنهميتصرفونبوضاعة، أو يحاولون توجيه رسالة. |
İşini bırakması gerekiyorsa bu gece bırakmalı, anladın mı? | Open Subtitles | عليه أن يغادر الليلة حتى لو إضطر أن يترك العمل ، أتفهمي؟ |
Hayır, onun açık bırakması gerek yoksa tekrar çalıştıramaz. | Open Subtitles | لا يجب أن يترك المحرك يعمل وإلا لن يقدر على تشغيلها مرةً أخرى |
Parasını doğru yere bırakması gerektiğinin kararını vermeye çalışıyor. | Open Subtitles | يتساءل لو كان يترك أمواله في المكان الصائب. |
Eğer Jimmy "Gümüşayak" oyundan çıkarsa, takımını eksik bırakması ölümcül darbe olur. | Open Subtitles | هذه ضربة قاتلة للقدم الفضية يترك الخط الجانبي للفريق ناقصاً |
♪ ♪ Telafi etme imkanımız gitti mi ♪ ♪ Bedenin ruhu bırakması gibi? | Open Subtitles | ♪ ♪ هل نحن ذهبت إلى خلاصنا ♪ ♪ كهيئة يترك على الروح؟ |
Erkek tarafının bir nevi takmayı komple bırakması normal midir? | Open Subtitles | هل من الطبيعي أن الزوج يتوقف عن الإكتراث كليًا؟ |
Kardeşinin yeni bir arkadaş edinip... seninle vakit geçirmeyi bırakması biraz koyuyor. | Open Subtitles | ... من الصعب أن يكوّن شقيقك صداقـة مع شخص جديد و يتوقف عن قضاء الوقت معك |
Bir zafiyeti ortaya çıkarmanın bir sonucu da seni istismara açık bırakması. | Open Subtitles | الجانب الآخر من كشف الضعف أنه يتركك مُتاحاً لأيّ إستغلال |
Moka-san, onu yalnız bırakması gereken sensin. | Open Subtitles | موكا , انتِ من يجب ان يتركها لوحدها |
Okula gideceksem, birinin beni bırakması gerekecek. | Open Subtitles | إن كان عليّ الذهاب إلى المدرسة فسأحتاج إلى من يوصلني |
Bu kadar yüksek konsantrasyonda olup arkada iz bırakması mümkün değil. | Open Subtitles | لا توجد طريقة التي تركيز يمكن أن تكون مرتفعة بما يكفي لتترك وراءها أي نوع من مخلفات. |
Adalet Bakanlığı'nın Lucca Quinn'i serbest bırakması için geçici sınırlama emri. | Open Subtitles | امر تقييدي مؤقت يجبر وزارة العدل على اطلاق سراح لوكا كوين |
bırakması zor. | Open Subtitles | من الصعب التوقف عنه |
Odama gelmeyi bırakması lazım artık! | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف عن المجيء إلى غرفتي. |
Johnny'i bırakması için 10,000 dolar teklif etmiş. | Open Subtitles | و عرض علية 10 ألاف دولار مقابل انهاء العقد |
Ki bugün de devam ediyor. Nijer'in bu cankurtaran halatını bırakması hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | والتي مستمره إلى اليوم, ولا يجعل أي شعور بأن "النيجر" سوف تتنازل عن شريان الحياة هذا |