| Ama esas zor olan ise uyuşturucu bağımlısı bir bebeğinizin olması. | Open Subtitles | ولكن التحدي الحقيقي أن يكون الطفل مدمن على المخدرات. |
| Çok kolay tabi eğer uyuşturucu bağımlısı bir bebeğin bekar ve genç annesiysen. | Open Subtitles | هذاسهل... عندما تكونين الأم المراهقة العزباء وطفلك مدمن على المخدرات. |
| Kokain bağımlısı bir ev kedisi | Open Subtitles | قط منزلي مدمن على الكوكايين |
| 13 aydır kayıp olan uyuşturucu bağımlısı bir fahişe. | Open Subtitles | عاهرة ومدمنة مخدرات إختفت منذ 13 شهراً دون أي أثر |
| Evet ama Grace de metamfetamin bağımlısı bir kleptoman değil. | Open Subtitles | نعم، حسناً، (غرايس) ليست لصّة ومدمنة |
| Kendisi asabi, uyuşturucu bağımlısı bir yamyamdı. | Open Subtitles | لقد كانت مدمنة ، مدمنة على أكل لحوم البشر |
| Ama istersen, benim laboratuvarda kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kokain bağımlısı bir sürü maymun var. | Open Subtitles | و لكن اذا اردتى فلدى مختبر ممتلأ بقرود مدمنة على الكوكايين و ليس لدى شئ لأخسره |
| Uyuşturucu bağımlısı bir fahişenin verdiği garanti. | Open Subtitles | إنه وعد من عاهرة مدمنة على المخدرات |
| ben diyorum ki "Biz petrol bağımlısı bir milletiz" | Open Subtitles | لن يحدث بين عشية وضحاها... بقول "نحن أمة مدمنة على النفط" |
| Vay be. Oxford'da okumuş, alkol bağımlısı bir öğretmen. | Open Subtitles | مُذهل، مُدرسة غير مدمنة على الكحول درست في جامعة (أكسفورد) |
| Jenny Radler şartlı tahliyesi devam eden uyuşturucu bağımlısı bir evsiz. | Open Subtitles | (جيني رايلدر) هي مشردة ، مدمنة على المخدرات وهي في حالة إطلاق سراح مشروط |