Ne garip insanlar.bağırıyorlar. Umrumda değil. | Open Subtitles | أناس غريبو الأطوار، إنهم يصرخون. لا أهتم بذلك |
Plus they're really mean here! bağırıyorlar! | Open Subtitles | بالإضافة إلى انهم بالخلاء هنا يصرخون بصوت عالي |
bağırıyorlar çünkü herkes birincilik ödülünü istiyor. Dayanıklı olmalıyız. | Open Subtitles | يصرخون لأن كل شخص هنا يريد الحصول على الجائزة الأولى يجب أن يكونوا قساة |
Anlamı, bağırıyorlar demek. Kafalarının içinde çığlık atıyorlar. | Open Subtitles | هذا يعني انهم يصيحون يصرخون بداخل رؤوسهم |
Orada birşey diye bağırıyorlar. Bu olayla ilgili oldukça ısrarcı oluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يهتفون بشيء ما ويبدوا أنهم مصررون عليه |
bağırıyorlar, bağırıyorlar günün birinde ölüp gidiyorlar. | Open Subtitles | يصرخون ويصرخون ثم ذات يوم، جميعهم أموات. |
Ayrıca buradaki adamlar çok bağırıyorlar | Open Subtitles | بالإضافة إلى انهم بالخلاء هنا يصرخون بصوت عالي |
O kadar bağırıyorlar ki. Teorim bunun bir komplo olduğu. | Open Subtitles | انهم يصرخون بصوت عال اقول لك انها مؤامرة |
Neden hala "Gorignak" diye bağırıyorlar? | Open Subtitles | السحليه الخنزير قد ماتت لماذا يصرخون ويقولون جوريجناك |
Çocuklar ne gürültü yapıyorlar ne kavga ediyorlar, ne de bağırıyorlar. | Open Subtitles | لا اسمع الاولاد يأنون او يتقاتلون او يصرخون |
Ölmüş anne babalarınız büyük anneleriniz, büyük babalarınız, amcalarınız, halalarınız "Sevgili çocuğum, sevgili çocuğum" diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | الأعمام، العمات يصرخون: الابن الحبيب. الابن الحبيب. |
Ah, evlât, burası tam bir hapishane beş dakikada bir girip çıkıyorlar, sana bağırıyorlar uyumaya çalışırken gelip beni ters çeviriyorlar. | Open Subtitles | أووه يا بني إنه كالسجن حقاً يمشون دخولاً و خروجاً كل خمس دقائق يصرخون في وجهك يقلبونك عندما تحاول النوم. |
Seslerini duymalısınız. Acı acı bağırıyorlar. | Open Subtitles | عليك أن تستمع لهم، سيدي إنهم يصرخون هناك |
Biz ne zaman kazıya başlasak, bu sefer de kapatın diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | وكلما بدأنا بالحفر يصرخون بوجوهنا لإغلاقها |
Meksikalı dostlarına, burada daha fazla ekmek var diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصيحون ليخبروا أصدقائهم المكسيكيين أنه يوجد مزيد من الطعام هنا |
"Et yüzüyor." diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | يصيحون: "اللحم يعوم" |
"Et yüzüyor." diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | يصيحون: "اللحم يعوم" |
60,000 insan seni seyrediyor. bağırıyorlar. Adını haykırıyorlar. | Open Subtitles | ستين ألف شخص يشاهدونك يحيونك, يهتفون بإسمك |
Kalabalığın içindesin. "Van Damn!" diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | كنت في منتصف الحشد وكان الجميع يهتفون باسمك |
Neden insanlar beni arayıp, telefonda bana bağırıyorlar? | Open Subtitles | لماذا يتصل بي الناس ويصرخون على الهاتف؟ |