| Bağırmanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Onun gelip gitmelerini ilginç buluyorum. | Open Subtitles | أعرف ما يعنيه الصياح ما يدهشني هو الذهاب ثم العودة |
| Annem Bağırmanın bir zayıflık göstergesi olduğunu söyler. | Open Subtitles | أمي قالت أن الصياح علامة على الضعف |
| Bağırmanın bir yararı yok. | Open Subtitles | الصياح لن يساعدك |
| Bağırmanın talimatlardan biri olduğunu sanmıyorum Bay Palmer. | Open Subtitles | تنفسي، اللعنة! تنفسي! لا أتذكر أن الصياح واحد من التعليمات يا سيد (بالمر). |
| Dışarı çıkıp her sabah Robin Williams gibi "Günaydın Chicago!" diye Bağırmanın çok eğlenceli olduğunu sanan da ben değilim. | Open Subtitles | لستُ أنا التي اعتقدتُ أنّه مِن المضحك ''الخروج و الصياح ''صباح الخير شيكاغو. مثل (روبن ويليامز) عند كلّ صباح. |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 