Ama bunu bir ağaca bağlıyken yapamam. | Open Subtitles | . و لا أستطيع فعل ذلك وأنا مربوط في الشجرة |
Bir elim arkamda bağlıyken seni savunamam, adamım çünkü bana onların bulabileceği şeyleri anlatmıyorsun. | Open Subtitles | لقد قلت الحقيقة كل ماتقوله ولا أستطيع الدفاع عنك ويدي مربوطة خلف ظهري |
Elbette bunu söylemek elleriniz bağlıyken yapmaktan çok daha kolaydır. | Open Subtitles | بالطبع القول أسهل كثيراً من الفعل حين تكون يداك مقيدة |
- Devam et, ukala. - Ellerim bağlıyken yüzemem. | Open Subtitles | ـ إستمرو بالسير , أيها الأذكياء ـ لا أستطيع السباحة ويداي مربوطتان |
bağlıyken istediğin daha kolay olur. | Open Subtitles | الأمر سهل عندما يكون الشاب مقيد |
Bir sandalyeye bağlıyken şikayetlerinizi dinleyecek değilim. | Open Subtitles | لن أستمع لشكاويكم بينما أنا مُقيد على كرسي. |
Hayır, gözlerim bağlıyken, gazeteciden uzaktaydı. | Open Subtitles | لا، في ذلك الوقت، كنت معصوبة العينين لذا فضلاً عن الصحفي... |
Sadece bir kez seminere gittim orada da, ellerin arkadan bağlıyken bir arabanın bagajından kaçmayı öğretiyorlardı. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي حضرت فيها ندوة كانت حول كيف تهرب من مؤخرة سيارة حين تكون يداك مقيدتان خلف ظهرك. |
Bütün dönüş yolu boyunca da bir geyik arabanın tavanına iki tanesi yanlara bağlıyken bir tanesi ise arka koltukta gözlerinde güneş gözlüğüyle oturur vaziyetteydi. | Open Subtitles | لذا قُدنا فى طريق العودة لدينا غزال مربوط على السقف و اثنان مربوطان على الجوانب |
Diyaliz makinesine bağlıyken küçük kızları boğazlıyorum. | Open Subtitles | انا قاتل بوسطن الشرير. لقد خنقت الفتيات الصغيرات بينما انا مربوط بآلة غسل الكلية. |
Ben böyle bağlıyken ona tekrar sulanmayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستجعلنى مربوط هكذا طول الوقت ؟ |
Bir elim bağlıyken, seni savunamam, dostum çünkü bana onların bulabileceği şeyleri anlatmıyorsun. | Open Subtitles | ولا أستطيع الدفاع عنك ويدي مربوطة خلف ظهري لأنك تخفي عني ما يمكن أن يكتشفوه |
Ellerim sırtıma bağlıyken onu nasıl getirebilirim? | Open Subtitles | كيف لى ان احضره و يدى مربوطة خلف ظهرى |
Ben orada üç yerimden seruma bağlıyken yok. | Open Subtitles | ليس عندما أكون مربوطة لثلاثة أنابيب |
Hadi canım, ben onu bir elim arkamda bağlıyken bile alt edebilirim. | Open Subtitles | هيا، أنا يمكن أن تأخذه مع يد واحدة مقيدة خلف ظهري. |
İyi de, bir elim bağlıyken nasıl çalışmamı bekliyorsunuz? | Open Subtitles | كيف يُفترض أن أعمل واحدى يداى مقيدة خلف ظهرى؟ |
Sadık çakmağım yanmadığı için, bunları ellerim arkada bağlıyken yapacağım. | Open Subtitles | بما أن ولاعتى الموثوق بها معطلة،سأفعل كل ذلك ويداى مربوطتان خلف ظهرى |
Bahse girerim ki, ellerim arkamda bağlıyken ikinizi de ezip geçebilirim. | Open Subtitles | أراهن أننى يمكننى أن أهزمكما معا ويداى مربوطتان خلف ظهرى |
Bir sandalyeye kablo ile bağlıyken uyumak zor olmalı. | Open Subtitles | النوم نوعا ما صعب وأنت مقيد بسلك للكرسي |
Elleri bağlıyken birini tehdit etmek kolay tabii. | Open Subtitles | كم هو سهل تهديد رجل مقيد اليدين |
O tekerlekli sandalyeye bağlıyken suya girmek. | Open Subtitles | لتدخل إلى المياه وأنت مُقيد بذلك الكُرسي |
Lanet olsun, Gözleri bağlıyken çok şirinler | Open Subtitles | وتركيب الرأس على الهيكل العظمي. اللعنة! أنهم جميلون للغاية وأعينهم معصوبة. |
Ellerin bağlıyken de iyi iş çıkarıyorsun. | Open Subtitles | تحسن التصرف ويديك مقيدتان |