Sonunda, koca bir duvarı farkediyorlar küçük deliklerle dolu ve bir zeplini park etmek için ideal, çünkü onu bağlamak için bir yerleri var. | TED | اكتشفوا في النهاية حائطا ضخما مليئا بحفر صغيرة تفي بهذا الغرض لانه لديك مكان لربط المنطاد |
Çünkü beyne herhangi bir elektrik bağlantısı olduğunda bunu beyni bilgisayara bağlamak için kullanabilirsiniz. | TED | لأنه وبمجرد أن يكون لديك توصيل كهربائي مع الدماغ، فبإمكانك أن تستخدمه لربط الدماغ بالكمبيوتر. |
Kâğıtları bağlamak için ip almaya gittiğimde harcadığım benzinin parasını bile karşılamıyor. | Open Subtitles | هذا لا يعوّض ثمن الوقود المستهلك للذهاب إلى المتجر، الذي اشتريت منه الحبل لربط الحزم. |
Biliyorsun, ne şanslıyım ki ayakkabılarımı bağlamak için sen varsın. | Open Subtitles | تعلمين انه من حظى اننى لدى انت لربط حذائي |
Ayakkabılarını bağlamak için hazır olduğunda, bağlayacaksın. | Open Subtitles | عندما تكوني جاهزة لربط حذائك سوف تفعلينها |
Ayakkabını bağlamak için eğildiğinde, notunu verirler. | Open Subtitles | عندما تتنحى لربط رباط الحذاء سيسجلونها كملاحظه ؟ |
Tırmanmak için kullandığınız düğümü, kurbanınızı bağlamak için kullandınız... ve onu göle attınız. | Open Subtitles | أنت تعرف عقدة كنت تستخدم لتسلق الجبال؟ أنت استخدمها لربط الضحية الخاص وتفريغ له في البحيرة. |
Cesedi arabanın altına bağlamak için kullanılmış olsa gerek. | Open Subtitles | من المؤكد انه تم استخدامه لربط الجثة الى عجلات السيارة |
Kurbanlarının ayaklarını bağlamak için kullandığı ipteki düğüm de aynı. | Open Subtitles | حتى العقد التي إستخدمها لربط أرجل الضحية. |
Aynı bez bileklerini yüzüne bağlamak için de kullanılmıştı. | Open Subtitles | و نفس القطعة إستخدمت لربط معصميها إلى وجهها |
İki kişiyi birbirine bağlamak için kullanılan bir şeydir. | Open Subtitles | يسخدم عادة في المراسم السحرية التي تقام لربط شخصين معاً.. |
Hastanedeki radyokimyacılar, radyoaktif florini farklı moleküllere bağlamak için bir dizi kimyasal reaksiyon kullanabilir ve bu da radyoaktif izleyiciler oluşturur. | TED | يستخدم الكيميائيون المختصون بالإشعاع في المشفى سلسلة من التفاعلات الكيميائيّة لربط الفلور المشعّ بمختلف الجسيمات، لصُنع الكاشفات المشعّة. |
Aynı tel Pulaski'yi bağlamak için de kullanılmış. | Open Subtitles | نفس الخيوط إستعملت لربط الفتاة "بولاسكي" |
Saklanmıyordum. Saklanıyordun. Ayakkabımı bağlamak için eğilmiştim ki, sen gitmişsin. | Open Subtitles | أنت كنت تختبئ كنت انحنى لربط حذائى |
Belki en son botlarını bağlamak için eğildiğin zaman? | Open Subtitles | ربما عند آخر مرة انحنيت فيها لربط حذائك |
Tekneyi iskeleye bağlamak için bir şilin vereceksin. | Open Subtitles | عليك دفع شلن لربط قاربك في حوض السفن |
Tekneyi iskeleye bağlamak için bir şilin vereceksin. | Open Subtitles | عليك أن تدفع شلن لربط قاربك بحوض السفن |
Ortak cadılar kendi küçük zaman için hustles ve eksilerini bilinen değil vanquishing değer bir sıkıntı haline Eğer, basit bir deneyin.. onların sihirli bağlamak için büyü. " | Open Subtitles | ساحرات عاديات معروفات بمؤامراتهن وسرقاتهن الصغيرة لا يستحققن القضاء عليهن اذا اصبحن مزعجات ؛ تُلقي عليهن تعويذة لربط سحرهن |
Bu ona, cesedi bağlamak için yeterince zaman sağlamıştır. | Open Subtitles | سيكون لديه متسع من الوقت لربط الضحية |
Ayakkabını bağlamak için eğildiğinde de teker kısmının oraya yapıştır bunu. | Open Subtitles | الآن، عندما... عندما تنحني لربط حذائك، تلصق هذا فوق الإطار. |