Böylece bu talihsiz olayda baş şüpheli, o olacaktı. | Open Subtitles | حتى يكون هو المشتبه به الرئيسي في هذة القضية المؤسفة |
Tamam, ama biliyorsun ki şu anda baş şüpheli sensin Stew. | Open Subtitles | كما تعرف يا ستيو من هذه اللحظة أنت المشتبه به الرئيسي في قضية مقتل وارن لماذا؟ |
Mahkeme salonundaki cinayette baş şüpheli haline geldi. | Open Subtitles | وهو أيضاً المشتبه الرئيسي في قضية الإغتيال بمبنى المحكمة |
Ölümünden çıkar sağlamışsınız, bu da sizi baş şüpheli yapar. | Open Subtitles | وحصلت على مكسب من موته مما يجعلك المشتبه الرئيسي |
Tüm bilgilerin elinde ve seni baş şüpheli listesine aldılar. | Open Subtitles | بحوزته كلّ معلوماتك وهو يدرجك كمشتبه رئيسي. |
Gözler, ruhun aynasıdır. Bu etkileyici ama Los Angeles polisi Jake Silvers'ın baş şüpheli olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | ولكن قسم شرطة لوس انجلس يعتقدون ان (جيك) في مقدمة المتهمين |
Elinde baş şüpheli var. İnsanların hayatı tehlikede. Ne yaparsın? | Open Subtitles | لديك مشتبه به رئيسي وما زالت هنالك أرواح لانقاذه |
Ters giden bu hırsızlık girişimi sonrası polis, baş şüpheli konusunda ser verip sır vermiyor. | Open Subtitles | نتيجة هذه السرقة الفاشلة، الشرطة تتحرك بشكل غيّر عادي بالتزامها الصمت عن المشتبه به الرئيسي. |
Ters giden bu hırsızlık girişimi sonrası polis, baş şüpheli konusunda ser verip sır vermiyor. | Open Subtitles | نتيجة هذا السرقة الفاشلة، الشرطة تتحرك بشكل غيّر عادي بالتزامها الصمت عن المشتبه به الرئيسي. |
Bir davadaki baş şüpheli hapishanede ise, mükemmel tanıkları var demektir. | Open Subtitles | إذا كان المشتبه به الرئيسي في القضية، مسجونٌ فعلاً، فلديهِ حجّةُ غيابٍ مثالية. |
Adam ölmüş ve kadın baş şüpheli mi? Evet. | Open Subtitles | هو مات وهي المشتبه به الرئيسي ؟ |
Şimdilik baş şüpheli o. | Open Subtitles | هي المشتبه به الرئيسي في الوقت الحاضر. |
baş şüpheli sensin. | Open Subtitles | و أنت المشتبه به الرئيسي لدينا. |
baş şüpheli, onu hamile bırakan olacak. | Open Subtitles | تم قتلها. المشتبه الرئيسي سيكون الشخص الذي جعلها حامل. |
Tüm delilleri inceleyen dedektif de onu baş şüpheli ilan etti. | Open Subtitles | ومحقق الشرطة الذي فحص كل الأدلة سماه المشتبه الرئيسي |
Bence Frankie'nin babası bir noktada baş şüpheli. | Open Subtitles | أظن أن والد فرانكي كان المشتبه الرئيسي في إحدى أوقات التحقيق |
Ayrıca Chicago'da da aynı suçlardan dolayı baş şüpheli durumunda. | Open Subtitles | لقد كانَ ايضاً المشتبه الرئيسي في حادثة مماثلة في "شيكاغو" و "نيويورك" |
Aynı zamanda baş şüpheli gibi. | Open Subtitles | إنه يبدو كمشتبه رئيسي |
Bu etkileyici ama Los Angeles polisi Jake Silvers'ın baş şüpheli olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | ولكن قسم شرطة لوس انجلس يعتقدون ان (جيك) في مقدمة المتهمين |
2001 yılındaki şarbon saldırılarında baş şüpheli | Open Subtitles | مشتبه به رئيسي في هجمات 2001 بالجمرة الخبيثة |
Bu seni baş şüpheli yapar. | Open Subtitles | وهذا يجعلك مشتبه به من الدرجة الأولى |
Kaptığım zaman önüme geleni sikiyordum ama baş şüpheli o. | Open Subtitles | كنت أضاجع بلا هوادة آنذاك لكن كانت المشتبه به الأساسي |
Seni çok bilmiş, bu dizüstü seni Miles Novak cinayetinde baş şüpheli yapar. | Open Subtitles | أنت، أيّها المُتحذلق، ذاك الحاسوب المحمول يجعلك المُشتبه به الرئيسي في جريمة قتل (مايلز نوفاك). |
Tek dediğim, eğer biliyorsan, bu seni baş şüpheli yapar. | Open Subtitles | ما أقوله بأنه في حالة كنتَ تعلم بذلك , فستكون المتهم الرئيسي |