Anlaşıldı ki, erkenden kalkıp akşamdan kalma başağrısı yüzünden ağrı kesici almış. | Open Subtitles | كما أتضح, أنها استيقت مبكراً وأخذت مسكناً بسبب صداع متعلق بشرب الكحوليات |
Sadece küme başağrısı olsaydı, göz çevresinde şişlik de olurdu. | Open Subtitles | لو كان صداع عنقودي فقط لكان لديه ورم حول عينيه |
Bunu yapıyorum çünkü hastam her hareketinde nefes darlığı çekiyor, başağrısı, ateşi, krampları ve bütün vücudunda bölgesel kızarıklıkları var. | Open Subtitles | و كذلك صداع و حمى و ألم عضلي و طفح جلدي على جسده كله لذا أجري له اختبار الحمى الجبلية |
Gürültücü veya tiksindirici olabilirsiniz ya da bir başka şekilde onlara başağrısı, rahatsızlık veriyorsunuzdur. | TED | قد تكون فقط مرتفع الصوت أو بغيضاً نوعاً ما، أو بطريقة أخرى تسْبيب مايؤدي لإن يكون عنده الصداع. |
Aslında, kalp krizinin başağrısı gibi olması sadece an meselesi. | Open Subtitles | .. في الحقيقه، ربما هي مساله وقت قبل ان تصبح الازمه القلبيه مثل الصداع |
O dayanılmaz başağrısı hâlâ geçmedi, ayrıca dün gece de uyuyamadım. | Open Subtitles | مازال عندى صداع نصفى ولم أستطع النوم ليلة أمس. |
Oh! Oh, başım! Ne başağrısı. | Open Subtitles | أنجبتُك أنتَ و أنتَ و أنتِ رأسي ياله من صداع |
Daniel kadar ben de geçitten geçtim. Bende başağrısı yok. | Open Subtitles | لقد عبرت من البوابه مقدار ما عبر دانيال ولم أصب بأى صداع |
Hayatta tek şey garantili başağrısı evlat. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي ضمنتهُ من الحياة هو صداع الكحول ، يا بنيّ. |
Sana söyledim, adamım, bugün işte... bir başağrısı sonra bir daha. | Open Subtitles | أقول لكم، يا رجل، اليوم في العمل... احد صداع تلو الآخر. |
başağrısı için Tylenol, kramp içinde Midol al. | Open Subtitles | . خذ " تاينول " لأي صداع . و " مايدول " لأية تشنجات |
Bak, Doktor, bana ağrı kesecek bir at hapı ver, ya da benzer birşey. Bu kahrolası bir başağrısı. | Open Subtitles | أعطني أقوى ما لديك دكتور إنه صداع لعين |
başağrısı yok, gerginlik yok, Demek istediğim, çok...normalim. | Open Subtitles | بدون صداع أو توتر ، أعنى ، اشعر ... انى طبيعي |
Aslında, görünüşe göre yarına aşırı bir başağrısı beklemeliyim. | Open Subtitles | حسنا , يبدو انني ساتوقع صداع هائلا غدا |
Dinle Plissken, az önce başlayan başağrısı daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | اسمع يا بليسكن ان الصداع الذى تشعر به هو مجرد البداية |
Aslında, beyninin semptom,başağrısı,şuur kayıplarına sebep olan kısmını tamamen alabiliriz. | Open Subtitles | في الواقع ، نحن نزيل جزء من الدماغ المريض الذي يسبب أعراضه ، الصداع ، والإغماءات.. |
Sanırım başağrısı, midemdeki sorundan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | اعتقد انه هذا الصداع من المحتمل ان يكون من المعدة |
Biraz yaşamaya bak veya başağrısı için hap al. | Open Subtitles | تمتع قليلاً، حسناً؟ أو تناول حبوب الصداع |
Ve küme başağrısı konusunda haklı olup olmadığımı bırakın kayıtlar göstersin. | Open Subtitles | و أوضحوا في التقرير أنني كنت محقاً بشأن الصداع العنقودي |
Kan sulandırıcıların ve TMS'nin bir etkisi olmadı. Küme başağrısı değilmiş. | Open Subtitles | لم يكن للعلاج أي تأثير ليس صداعاً عنقودياً |
Sorun nedir? başağrısı. Bir avuç aspirin yuttum, ama işe yaramadı. | Open Subtitles | أحس بصداع شديد وتناولت كمية من الأسبرين و لم تؤثر |
Bu büyüklükte bir osteoma, başağrısı, sinüzit... hatta daha kötü şeylere sebep olabilir. | Open Subtitles | ورم عظمي بهذا الحجم يمكن أن يسبّب صداعا وجيوب أنفية ، وربّما أسوأ |
başağrısı halüsinasyona sebep olur da. | Open Subtitles | سيزول سوية مع الهلوسة |