Bununla başa çıkacak gücüm var. Bunu yapacak gücüm var. | Open Subtitles | .لديًّ القوة للتعامل مع هذا .لدَيًّ القوة للتعامل مع هذا |
Ama biz, gerçekten de bunları Amerika'daki sağlık felaketleriyle başa çıkacak şekilde geliştirmedik. | TED | لكننا لم نقوم بتطويرها حقاً للتعامل مع الكوارث الصحية الأمريكية، حسناً؟ |
Artık barışsever ve anlayışlı bir toplum haline geldik ve açık konuşmak gerekirse, bu durumla başa çıkacak donanımımız yok. | Open Subtitles | أصبحنا مجتمعاً مسالماً وودوداً ومتفاهماً ولسنا مجهّزين للتعامل مع هذا الوضع |
Herkesle başa çıkacak kadar silah ve mühimmatımız var. | Open Subtitles | لدينا سلاح و ذخيره تكفي للتعامل مع أي أحد |
Bu da güç nakil şebekesi boyunca kesintilere sebep oldu ve duyduk ki şebeke bu problemle başa çıkacak kapasiteye sahip değilmiş. | Open Subtitles | و الأن نسمع بأن الشبكة لا تملك الطاقة الإستيعابية للتعامل مع هذه المشكلة. |
Başka hiçbir yeteneği yoktu dünyayla başa çıkacak başka bir yolu yoktu | Open Subtitles | لم يكن لديها مهارات أخرى أي وسيلة أخرى للتعامل مع العالم |
Bununla başa çıkacak gücüm var. Bununla başa çıkacak gücüm var. | Open Subtitles | .لدَيًّ القوة للتعامل مع هذا .لدَيًّ القوة للتعامل مع هذا |
Bununla başa çıkacak gücüm var. Bununla başa çıkacak gücüm var. | Open Subtitles | .لديًّ القوة للتعامل مَع هذا .لدَيًّ القوة للتعامل مع هذا |
Ancak yanlış pozitiflik adına normal duyguları öteleştirdiğimizde dünyayla başa çıkacak yetileri geliştirecek kapasiteyi de kaybediyoruz, oysa istediğimiz bu değil. | TED | لكن عندما ننحي المشاعر الطبيعية جانباً لكي نعتنق الإيجابية الزائفة، فإننا نخسر قدرتنا على تطوير مهارات للتعامل مع الأمور على طبيعتها، وليس كما نتمناها أن تكون. |
Yemin ederim ki Lux, devlet bunla başa çıkacak kadar para ödemiyor. | Open Subtitles | أقسم بالله (لاكس)، الولاية لا تدفع لي ما يكفي للتعامل مع ذلك |
Belki de, bununla başa çıkacak kadar güçlü olmadığımı düşündü. | Open Subtitles | ربما ظننت أنني لم أكن... قوية بما يكفي للتعامل مع الأمر. |
Bununla başa çıkacak gibi görünmüyordun ben de seni meşgul tutarak saygı gösterdim. | Open Subtitles | ...كان من الواضح أنك لم تكن مستعداً للتعامل مع وفاتها لذا احترمت هذا وأشغلتك بالعمل |
Babamın bu durumla başa çıkacak yeterlilikte olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين بأن أبي كاف للتعامل مع الأمر |
başa çıkacak kadar güçlü. | Open Subtitles | للتعامل مع 100 (باتشا) آخر |