Yenilik tanımı itibariyle verimsizdir, çünkü ilk örneklerini yaparsınız, çünkü başarısız olan şeyleri denersiniz. | TED | الابتكار يحمل في تعريفه عدم الكفاءة، لأنك تصنع النماذج الأولية، لأنك تجرب الأشياء التي تفشل ولا تؤدي عملها. |
başarısız olan ülkeler... ...ulusal düzeyde... ...silahlanmada problem yaşarlar. Başlıklara bakınız. Geçen yıl uluslararası sorunlar karşısında… | TED | ولذلك الحكومات التي تفشل أو تلقي الحمولة من على أكتافها على المستوى الوطني ليست لديهم القدرة الكافية لاستيعاب المشكلة على المستوى الدولي |
Sonunda şunu fark ettim, benim tüm işim bozulup başarısız olan, anlamadığımız bir sebepten başarısız olan, en baştaki yanlışımız yüzünden başarısız olan şeylerle alakalı. | TED | وأدركت أن كل عملي كان مليئًا بأشياء التي تنكسر وتفشل، التي لا نفهمها وتفشل، التي فهمناها خطأ في المرة الأولى، ولذلك تفشل. |