Gulf Körfezi çöllerindeki şahsa ait bir dağda yapımı başarıyla bitirildi. | Open Subtitles | هنا في صحاري شاطئ الخليج جبل خاص كلفت و بنيت بنجاح |
Atlas, Thor, Minuteman ve Polaris füzeleri başarıyla test edildi. | Open Subtitles | ،صواريخ أطلس، ثور ومينيوتمان بولاريس كانت قد اختبرت جميعها بنجاح |
Ona başarıyla kılavuzluk edersem vasiyetten büyük bir pay verecek. | Open Subtitles | إذا قدته إليها بنجاح, سوف يعطيني نسبة كبيرة من ذلك |
Yani elinizde bir bölgeyi başarıyla soymuş bir hırsız grubu varsa bu hırsızlar oraya dönüp soyguna devam etme eğilimi gösterecektir. | TED | فإذا نجحت مجموعة من الجناة في سرقة منطقة ما، فإنهم يميلون للعودة إلى تلك المنطقة والاستمرار في سرقتها. |
Rondoron'un yüzde yüz başarıyla 553 alışveriş gerçekleştirdiğini görebiliyorum. | TED | استطيع ان اري ان روندرون اكمل 553 عملية ناجحة بمعدل نجاح 100 بالمئة. |
Adam büyük başarıyla organize ettiği 68 avukatlar artık sistematik şekilde dava alıyorlar. | TED | ولذلك، نجح في تنظيم 68 محامي كانوا يأخذون القضايا بصورة مستديمة |
Elbette biliyoruz ki Silikon Vadisi'nde gençliğin başarıyla paralel olduğu bir kültür var. | TED | الذي، بالطبع، نعرف هناك هذه الروح في وادي السيليكون أن الشباب يساوي النجاح |
Doğumunu başarıyla önledin ama alternatif bir ailenin çocuğu olarak doğdun. | Open Subtitles | لقد منعت ولادتك بنجاح وعوضاً عن ذلك ولدت في عائلة بديله |
Ve sonraki görüntülerde , onarımı başarıyla yapabildiğimizi görebilirsiniz. | TED | ويمكنك ان ترى في الصور بعد ذلك، لقد تمكنا من إعادة بنائها بنجاح. |
Ebola'yı başarıyla tedavi etmek için toplumun normal kurallarından bazılarını göz ardı etmemiz gerektiğini öğrendik. | TED | تعلمنا أن من أجل معالجة إيبولا بنجاح كان يجب أن نعلق بعض قواعد المجتمع العادية. |
Bu çalışmayı başarıyla tamamladık, ve elde edilen verileri arşivleyerek CyArk web sitesi aracılığıyla halka açtık. | TED | تم القيام بالعمل بنجاح في الميدان وتمت أرشفة البيانات ونشرت للجمهور من خلال موقع ساي آرك. |
Bir fikir ya da ürününüzü dünyadaki milyonlara başarıyla satan zeki bir girişimci olduğunuzu ve bu süreçte de milyoner olduğunuzu düşünün. | TED | تخيل أنك رائد أعمال بارع الذي باع بنجاح تلك الفكرة أو ذلك المنتج للمليارات حول العالم وتصبح بالتالي مليارديراً. |
Bu ittifak batıda yer alan Zaporojya Kazaklarını Polonya egemenliğinden başarıyla kurtardı ancak zaferleri acıydı. | TED | حرر هذا التحالف بنجاح القوزاق الزبوريشين في الغرب من السيادة البولندية، لكن انتصارهم كان مريرًا. |
Juana, karmaşık denklemlerden felsefik sorgulara her türlü soruyu başarıyla cevapladı. | TED | لكن جوانا أجابت بنجاح عن كل التحديات، من المعادلات المعقدة إلى الاستفسارات الفلسفية. |
Coley'nin şanslı keşfi, kanseri başarıyla tedavi etmek için tasarlanmış bakteri enjeksiyonuna öncülük etmesini sağladı. | TED | هذا الاكتشاف الذي شهده كولي قاده لريادة طريقة علاجية وهي الحقن المتعمد للبكتيريا لعلاج السرطان بنجاح. |
Suçlamaya göre Stalin' in canına kıymaya başarıyla hazırlanmıştım. | TED | كانت التهمة بأنني نجحت في إعداد مهزلة بحياة ستالين |
Bu eklenmiş yılları gerçekten başarıyla geçirmek ve bir fark yaratmak için kullanmak hakkında neler yapabileceğimizi tartışacağız. | TED | سوف نناقش ما يمكننا القيام به لكي نجعل هذه السنوات المضافة سنوات ناجحة ولكي نستخدمهم من اجل صناعة الفرق |
1793'te Louverture, tüm Saint-Domingue köleleştirilmiş insanlarını başarıyla kurtarmıştı ve 1801'de adayı yarı özerk bir sömürge olarak kurmuştu. | TED | بحلول عام 1793، نجح لوڤيرتور في تحرير عبيد سانت دومينغ، وبحلول 1801 أعلن الجزيرة كمستعمرة ذات حكم ذاتي. |
Hayır, ama bizden nefret etmeye Christy almak için başarıyla başarmıştı. | Open Subtitles | لا ، لكننا لم نستطع النجاح في منع كريستي من كرهنا |
Doctor Grissom, eşi görülmemiş bir başarıyla, hepsini tedavi etti. | Open Subtitles | الدكتور جريسوم عالجهم كلّ بنسبة نجاح لم يسبق لها مثيل. |
Alkol rehabilitasyon programını başarıyla bitirmediğin sürece onu ziyaret etmeyi unut. | Open Subtitles | بدون إكمال ناجح لبرنامج معالجة الكحول |
1982 yılında, o zamanki Sovyetler Birliği bilimci ve mühendislerinin Venüs'e başarıyla indirdikleri uzay aracının. | Open Subtitles | في عام 1982 عُلماء و مهندسي ماكان يُعرفُ حينها بالإتحاد السوفيتي أنزلوا بنجاحٍ هذه المركبة الفضائية على الزهرة |
O, bir hepea'yı başarıyla tedavi etmiş tek adamdı. | Open Subtitles | كان الرجل الوحيد الذي تمكن من علاج حالة من الهيبيا |
Hepimiz Batı'nın başarıyla kendini yenileyen, kendini dönüştürebilen; dünyayı kolonize ve domine etmek için gücünü kullanan ilk olduğunu biliyoruz. | TED | كلنا نعلم ان الغرب هم أول من نجحوا في التمدن في تغيير أنفسهم في البداية استخدمت القوة لاستعمار و سيادة العالم |
Bunu da büyük bir başarıyla yaptı. | Open Subtitles | واستطاع أن يحقق بهذا نجاحاً مبهراً |
Bu, Siyasal Bilimler'den 3 yıl sonra başarıyla mezun olacak olan ben. | Open Subtitles | هذه أنا بعد ثلاثة سنوات متخرجة بإمتياز في سياسات علوم ما قبل القانون |
Issırıldın ve sokuldun, yani görev başarıyla tamamlandı. | Open Subtitles | هل حصلت على بت وترنغ ، حتى إنجاز المهمة. |
Önümüzdeki bir kaç gün içinde bu olayın başarıyla bitmesi ve başarılı olabilmesi için senin yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | والآن، بالنسبة لهذا الشيء الذي سينفجر الأيام القليلة القادمة ،ولكي يكون ناجحاً أريد مساعدتك |
Bilim adamıyla olan işini başarıyla tamamlarsan borcunu tamamıyla ödemiş olacaksın. | Open Subtitles | إذا نجحتي في القيام بخطتنا مع العالِم, ستكوني قد سددتي دينكِ. |