Bir sıraya bakarsak, bu şemadan anlayabileceğimiz Başka bir şey daha var. | TED | هناك شيء آخر يمكننا فهمه من هذا المخطط إن نظرنا إلى صفٍ. |
Ve burada hayatımı güzel kılabilecek Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | و هناك شيء آخر هناك من شأنه جعل الحياة مجزية جداً |
Bilgisayar modellemesiyle yapabildiğimiz Başka bir şey daha var. | TED | الآن هناك شيء آخر يمكنك القيام به مع نموذج الكمبيوتر. |
Çocuğum, benim için yapabileceğin Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | ياطفلتي, يوجد شيء آخر يمكنكِ أن فعليه لمساعدتي |
Bir temizleme ekibi gönderiyoruz ama Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | سنرسل فريق تنظيف في الحال لكن هناك أمر آخر |
Gitmeden önce konuşmak istediğim Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | ثمة شيء آخر أردت التحدث معك بشأنه قبل أن ترحل. |
Gizli kasanda defterin yanında Başka bir şey daha var mıydı? | Open Subtitles | و هل كان هناك شئ آخر في وحدة التخزين ؟ إلى جانب سجل الحسابات ؟ |
Eğer farkında değilsen Başka bir şey daha var demektir. | Open Subtitles | وشيء آخر إذا كُنت لا تعلم بشأنه حتى |
Fakat iyi haber şu ki ucuz, dayanıklı, uyumlu ve her yerde olan Başka bir şey daha var. | TED | لكن الخبر الجيِّد هو أن هناك شيء آخر رخيص ومتين وقابل للتكيف وفي كل مكان. |
Diğer kanalları dene. Görmen gereken Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | ،أجرب قنوات إتصال أخري هناك شيء آخر يجب أن تراه |
Sana sormak istediğim Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | أتعلم، هناك شيء آخر كنت سأسألك عنه لست مضطراً للإجابة إن لم تكن تريد |
Dosyanda, bakmanı istediğimiz Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك شيء آخر في ملفك نريدك أن تلقي عليه نظرة |
Mevzu, Başka bir şey daha var. Başka bir adamla ilgili bir şey. | Open Subtitles | الفائدة هي, أنه هناك شيء آخر حدث تلك الليلة |
Başka bir şey daha var patron ama bir şey çıkar mı bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك شيء آخر يا رئيس و لكنني لست متأكد مما أستنتج منه |
Olan Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | أعني أنه يوجد شيء آخر هناك, حسناً؟ |
Tabii ki yapabileceğim Başka bir şey daha var... | Open Subtitles | من المؤكد أنه يوجد شيء آخر يمكنني أن |
Sana söylemek istediğim Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك أمر آخر أريد إخبارك إياه. |
Sanırım ona çarpan Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | اعتقد أن ثمة شيء آخر قد ضربه أيضاً |
Güzel. Halletmeni istediğim Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | حسنا ، هناك شئ آخر أريدك أن تعتنى به |
Bilmeni istediğim başka bir şey daha var: | Open Subtitles | وشيء آخر أريدك أن تعرفه |
Tardis'in yapabileceği Başka bir şey daha var. Bizi buradan götürebilir. | Open Subtitles | هناك شئٌ آخر يمكن للتارديس ان تفعله، يمكنها أن تأخذنا بعيداً |
Üzerinde çalıştığım Başka bir şey daha var ve onu daha ilginç bulacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، هُناك شيء آخر كُنت أعمل عليه قد تجده أمراً مُثيراً بطريقة أو بأخرى |
Çantada senin için Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | هنالك شيء أخر في تلك الرزمة من أجلكَ. |
Bu sefer kazanacağını düşünüyorsan başına gelecek Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | اذا كنت تعتقد انك ستنتصر هذه المرة فلديك شيء آخر قادم |
Güzel, çünkü konuşmamız gereken Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | جيّد، لأنّ هناك ثمّة أمر آخر بحاجة للتحدّث عنه |