Tamam. Ben ateş yakacağım. Ama önce yakacak başka bir şeyler bulmalıyım. | Open Subtitles | حسناً ، سأشعل ناراً ، فعلىَّ أن أجد شيئاً آخر فحسب لأحرقه |
- başka bir şeyler deneyelim. - Hayır, hayır. Başarmak üzereyiz. | Open Subtitles | ـ لنجرب شيئاً آخر ـ لا، لا، لا، سنصل إلى ذلك |
ama dönüp aileme ve toplumuma bakınca, başka bir şeyler oluyor, önemli başka bir şey var. | TED | لكنني عندما أنظرُ إلى الوراء في حياتي و مجتمعي، كان يحدثُ شيء آخر، وكان شيئا آخر مهماً. |
Sıfır toplam kanallarıyla başka bir şeyler umarsınız. | TED | مع قنوات مجموع العدد اللاصفري ستتوقعون شيئا آخر. |
Hayır. O cehennem dünyasında başka bir şeyler olmuş. Asla itiraf etmeyeceğin şeyler. | Open Subtitles | كلّا، ثمّة شيء آخر حدث في عالم الجحيم ذاك، شيء تأبى الاعتراف به. |
başka bir şeyler istediğinden endişeleniyordum. | Open Subtitles | كنتُ قلقا من كونك تبحث عن شيءٍ آخر |
Orada başka bir şeyler olma ihtimalini düşünemeyen dar kafalı biri misin? | Open Subtitles | هل انت منغلق العقل لدرجة انك لا تستطيع احتمال ان هناك شئ آخر هناك بالخارج |
Tüm bunlar dizilimlerle alakalı olsa bile mutlaka başka bir şeyler de olmalı. | Open Subtitles | هل هو بشأن التسلسل حتى؟ قد يكون بشأن شيئاً آخر |
Sanki başka bir şeyler varmış gibi aynı anda seni hem ileri iten hem de çevreleyen bir şey varmış gibi gelir. | Open Subtitles | تشعركِ بأنها شيئاً آخر يحدث شيئاً يدفعكِ للأمام ويحيط بكِ بنفس الوقت |
Kurbanla ilgili başka bir şeyler buldum. | Open Subtitles | لقد إكتشفت شيئاً آخر عن ضحيتنا |
Belki. Ama sanırım burada başka bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | ربما، لكنّي أظنّ أن ثمة شيئاً آخر. |
Boş ver tekneyi. başka bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | لا تقلقي بشأنها, يمكننا فعل شيئاً آخر |
Siz beylerin keyfi yerinde mi, başka bir şeyler ister misiniz? | Open Subtitles | إذاً، هل تريدون شيئاً آخر يا رفاق؟ |
Hayır, yapabileceğin başka bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لا، هناك فلدي يكون شيئا آخر التي يمكنك القيام به. |
başka bir şeyler ayarlayabilirim. Mesela meyvemiz var. | Open Subtitles | ولكن أستطيع أن أقدم شيئا آخر , لدينا فاكهة |
Evet, ama söyleyiş şekli- sanki başka bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | نعم ولكن الطريقة التي تحدثت بها كان هناك شيئا آخر يحدث بينهما |
Hayır. O cehennem dünyasında başka bir şeyler olmuş. Asla itiraf etmeyeceğin şeyler. | Open Subtitles | كلّا، ثمّة شيء آخر حدث في عالم الجحيم ذاك، شيء تأبى الاعتراف به. |
başka bir şeyler konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدث عن شيءٍ آخر. |
Talon'un faturalarını ödemek bu ayın en önemli şeyi olmadığını biliyorum ama sanırım başka bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | "أدرك أن دفع فواتير "التالون ليست أكثر الاشياء تاثيراً فى شهرك لكن أخمن أن هناك شئ آخر |
Belki de bunun arkasında başka bir şeyler vardır. | Open Subtitles | حسناً, ربما هناك شيء أعمق يحدث هنا. أعمق؟ |
Bu acımasız rüzgârları yaratan başka bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | هناك شيء ما آخر يسبب هذه الر ياح العنيفة |
- başka bir şeyler dönüyor burada. | Open Subtitles | هناك شيئ اخر يجري |
Dışlanmış ve uyum sağlayamayan kişilerden oluşan bir grup. Bu kişiler kahraman değiller, başka bir şeyler. | Open Subtitles | "أولئك الأفراد ليسوا بأبطال، بل هم شيء مختلفة" |
Telefon konuşmaları ya da işe yarayabilecek başka bir şeyler? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تتذكرى اى شىء اخر ربما قد يساعد |
Bu basit bir oyun değil. başka bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | هذه ليست مجرد لعبة، هناك شئٌ آخر يدور هنا |