Ya bana yardım eder, ya karşı gelirsin. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | إما أن تساعدنى أو تعارضنى ليس لديك خيار آخر |
Bana inanmak zorundasın. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ستضطرين لأن تصدقي كلامي لا يوجد خيار آخر لك |
Şu virüsü yayma fikrin Başka seçeneğin yoktu, değil mi? | Open Subtitles | خطتك لإطلاق ذلك الفيروس لم يكن لديك خيار آخر، صحيح؟ |
Başka seçeneğin yok, Adele. Krewe Adası golftesisin öldü bitti. | Open Subtitles | .هو ليس كما لو إنّكِ لديكِ خيار آخر .منتجع الغولف الخاص بكِ إنتهى أمره |
Joey, Başka seçeneğin yok. Söz, tek başıma olacağım. | Open Subtitles | ليس لديك الخيار يا جوي سأكون هناك وحدي أعدك. |
Bana inanmak zorundasın. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ستضطرين لأن تصدقي كلامي لا يوجد خيار آخر لك |
- Söz verdim. Başka seçeneğin olmadığını düşünüyorsun, ama başka bir yolu daha olmalı. | Open Subtitles | أعلم أنك تظن أنه لايوجد خيار آخر ولكنه لابد من وجود مخرج آخر لهذا |
Zamanımız biterse, Başka seçeneğin kalmayabilir. | Open Subtitles | لو نفذ منـّا الوقت، لن يكون أمامكَ خيار آخر. |
- Bak, Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ـ لذا، فيتعين عليك الذهاب لإعادته ـ إسمع، ليس لديك خيار آخر |
Başka seçeneğin yok... aksi halde gelecek üç yılını tecritte geçirirsin. | Open Subtitles | الآن ليس لديك خيار أو ستقضي الثلاث سنوات القادمة في الحبس الإنفرادي |
Başka seçeneğin yok sanırım, hayatım, çünkü o biblo geri getirilemez. | Open Subtitles | اعتقد بانه ليس لديك خيار اخر، عزيزي لان ذلك التمثال متعذر الإبدال |
- Bazen Başka seçeneğin olmaz. - Buffy küçük bir farkla da olsa... | Open Subtitles | أحياناً لا يكون لديكِ خيار بافي حطمت التعادل لهذا |
Tamam, tamam, sorun değil. Başka seçeneğin yoktu farkındayım. | Open Subtitles | لا بأس لا بأس , أتعلم ماذا أنا أعلم أنه لم يكن لديك الخيار |
Jared, Başka seçeneğin yoktu. Yapman gerekeni yaptın. Polisi aramalı mıyız? | Open Subtitles | جاريد,ليس لديك أي خيار فعلت ما كان عليك القيام به |
- Ama Başka seçeneğin de yok. | Open Subtitles | حسنا, ليس امامك خيار اخر |
Çantana oyuncaklarını saklarsa onları iade etmekten Başka seçeneğin kalmaz. | Open Subtitles | فبتخبئته الألعاب بحقيبتك، لا يعود لك خيار سوى إعادتها له |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | انت ليس لديك اختيار. |
Ve bu durumda, Başka seçeneğin olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | .وفي هذه النقطة، لا أعتقد أن لديك أي خيارات أخرى |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | لا تملكين خياراً آخر |
Evet sevgili anne. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | أجل يا أمي العزيزة، إنّك لا تملكين خيارًا. |
Başka seçeneğin var mı? | Open Subtitles | ما الخيارات الأخرى التي تملكها؟ |
Sana inanmıyorum. İnanmak zorundasın. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ـ لا أصدقكِ ـ يجب عليك فعل هذا، ليس لديك أيّ خيار |
Onu öldürmekten Başka seçeneğin yok korkarım. | Open Subtitles | عندها اخشى انهُ ليسَ لديكَ خيار عدا قتلهُ |
Ama bu konuda Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ولكن, ليس امامك خيار فى هذا ستفعلين ما اقوله لك |