Sürgündeki FLN başkanı ile görüştüm, ama o da bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | تكلمت مع رئيس منفي سابق للجبهة، لكنه لا يعرف شيئاً |
Güzergah üzerindeyiz ve Birleşik Devletler başkanı ile beraber geliyoruz. | Open Subtitles | نحن نصل إلى الموقع مع رئيس الولايات المتحدة |
Bir İngiliz talk-show sunucusunun Amerikan başkanı ile yapacağı belirli bir formatı, akışı olmayan bir söyleşi için para ödememizi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | إنك تسألنا أن ندفع لمضيف برامج بريطاني لقاء إجراء مقابلة مع رئيس أمريكي بدون أي سلطة تحريريّة على الإطلاق في المقابل؟ |
Bölüm başkanı ile birlikte yapacağız ve akşam yemeği de bu plana dahil. | Open Subtitles | أنه مع رئيس الأداره ويتضمنه العشاء .. أذآ |
Amanda tarafından kaydedilen, Oval Ofis'te Amerika Birleşik Devletleri başkanı ile olan cinsel ilişkisinin ses kaydını buldum. | Open Subtitles | وعندما وجدت تسجيلاً صوتيًا سجلته أماندا للقاءها الجنسي الذي وقع المكتب البيضاوي مع رئيس الولايات المتحدة |
Çek tahsil bürosundaki serserilerle girdiğin çatışmadan sonra hastanede, ...belediye başkanı ile birlikte yanındaydım. | Open Subtitles | أكون مع رئيس اليلديه في المستشفى قبلك تبادلت اطلاق النار مع الأشرار بالمعركه العنيفه أدركت الفكره |
Herşeyden önemlisi, Jeannine Locke'un Birleşik Devletler başkanı ile yaşadığı bir seks ilişkisi kesinlikle yoktur. | Open Subtitles | والأهم من ذلك, جانين لوك بالتأكيد لم تمارس الجنس مع الرئيس مع رئيس الولايات المتحدة |
Bu akşam San Francisco'da Altın Erik İthalat'ın başkanı ile bir toplantı ayarladık. | Open Subtitles | لدينا موعد اليوم مع رئيس جولدن بلام" للاستيراد" (هذا المساء في (سان فرانسيسكو |
İmparatorluk Genelkurmay başkanı ile... | Open Subtitles | مع رئيس هيئة الأركان العامة الامبراطوري... . في الساعة 10: |
Eğer bir probleminiz varsa belediye başkanı ile konuşun. | Open Subtitles | اذا لديك مشكلة تحدثي مع رئيس البلدية |
Dedin ki, "Hayır Abby, Birleşik Devletler başkanı ile yatmıyorum." | Open Subtitles | لقد قلتي "كلا آبي انني لا أنام مع رئيس الولايات المتحدة " |
Bölüm başkanı ile toplantım var, Mitchell Blair. | Open Subtitles | عندي اجتماع مع رئيس قسمنا ميتشل بلير. |
Yönetim Kurulu başkanı ile bir toplantım var. | Open Subtitles | لدى موعد مع رئيس مجلس الإدارة |
Senaryolar Birleşik Devletler başkanı ile ilgili. | Open Subtitles | قصة غرامية مع رئيس "الولايات المتحدة". |
Toplantı başkanı ile konuştum. | Open Subtitles | تحدثت لتوي مع رئيس المؤتمر |
Nasser, Suriye başkanı ile zaten görüşmüş. | Open Subtitles | التقى (ناصر) بالفعل مع رئيس (سوريا) |