Belediye başkanının söyleyeceği hiçbir şey bundan daha önemli olamaz. | Open Subtitles | لا شيئ رئيس البلديه يستطيع قوله أن يكون بأي أهميه |
Lago'ya varınca belediye başkanının atını alabilirsin. İster tavada ister kebap olarak. | Open Subtitles | عندما نصل إلى لاجو يمكنك تأخذ حصان رئيس البلدية مقليا أو مشويا |
Ya da XYZ'nin başkanının, XYZ'yi satma zamanı geldiğine karar vermesi gibi mi? | Open Subtitles | أو عن رئيس مجلس المجموعة تقرّر أن الوقت قد حان للتخلّص من المجموعة؟ |
Hiçbir devlet başkanının böyle birşey yapmasına, ya da böyle bir poziyonda olmasına güvenlikler tarafından izin verilmez. | TED | لا يمكن لرئيس دولة ان يسمح له بواسطة فريق الامن و لا ان يكون في الموقع ليفعل هذا |
Belediye başkanının yemeğinden hemen önce Liman müdürünü ziyaret ettik | TED | وقبل ذهابنا إلى الغداء مع العمدة توجهنا إلى موظف الميناء |
Buradayız çünkü kurban, belediye başkanının arkadaşıymış. | Open Subtitles | نحن هنا لأن الضحيّةَ كَانَ صديق رئيسَ البلدية. |
Ella bugünü de herkesin ona "agu bugu" yaptığını da, Birleşik Devletler başkanının onu kucağına aldığını da hatırlamayacak. | Open Subtitles | إيلا لن تذكر ما حصل اليوم. هي لن تذكر كيف تجتمعون حولها وتدللونها. لن تذكر أن رئيس الولايات المتحدة |
Afrika'daki en zengin kişiler; devlet başkanları ve bakanlar, ... ...ve sıklıkla baş eşkiya da devlet başkanının kendisi. | TED | أغنى الأشخاص في أفريقيا هم رؤساء الدول والوزراء ، وكثيرا ما يكون رئيس العصابة هو رئيس الدولة نفسه. |
Kurul başkanının bizlere mücadelemizin ne kadar muhteşem, ne kadar samimi olduğunu söylemesi çok güzeldi. | TED | وما كان رائعًا، أن رئيس المجلس أخبرنا كيف كانت حملتنا مدهشة، وكيف كانت مخلصة أيضًا. |
Bu, ABD başkanının bir tweet'i tekrar, bir kanıt olmadan iddia ediyor ki, Amerikan siyaseti George Soros tarafından manipüle ediliyor. | TED | هذه تغريدة من رئيس الولايات المتحدة، تزعمُ دون دليل مجددًا، أن جورج سوروس قد تلاعب بالسياسة الأمريكية. |
Giant AVM başkanının hastaneden çıkmanızı kutlamak için gönderdiği çiçekler. | Open Subtitles | هذه زهور من رئيس مول العملاق ليهنئني على خروجي من المستشفى |
Emily Monroe Norton! Amerika Birleşik Devletlerinin başkanının yeğeni. | Open Subtitles | إميلي مونرو نورتون هي ابنة اخت رئيس الولايات المتحدة الامريكية |
Bu yüzden buradaki herkes gelecek Birleşik Devletler başkanının siz olmasını istiyor. | Open Subtitles | لذلك يريد كل من هنا أن تصبح رئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
Madalyasını bizzat Amerika Birleşik Devletleri başkanının takması için. | Open Subtitles | ليتم تقليده من رئيس الولايات المتحدة شخصياً .. |
Saat 9'dan önce belediye başkanının evinde olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون في بيت رئيس البلدية قبل التاسعة. |
ABD başkanının öldürüleceği bir suikast işine bulaştın mı? | Open Subtitles | هل أنت متورط فى مؤامرة لاغتيال رئيس الولايات المتحدة الامريكية؟ |
Sağ göz izi, Amerika Birleşik Devletleri başkanının tam bir kopyası. | Open Subtitles | بصمة عينه اليمني اصبحت نسخة طبق الأصلُ من بصمة رئيس الولايات المتحدة الأمريكيةِ. |
Valinin ya da belediye başkanının ne düşündüğü umurumda değil. | Open Subtitles | أنا لا أُعيرُ إهتمام ما الذي يَعتقدة الحاكم أَو رئيس البلدية |
Şimdi, Karcistan başkanının özel güvenlik servisinde çalışıyor. | Open Subtitles | و يعمل حاليا فى الحرس الخاص لرئيس كارجستان |
Çünkü belediye başkanının bu kasabadaki en güçlü kadın olduğunu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | لآني أريدكِ أن تعرفي أن العمدة هي أقوى إمرأة في هذه البلدة |
Eğer cinayet yeterince karmaşık ve yeterince gizemli olursa, belediye başkanının beni göndereceğini biliyordun. | Open Subtitles | إذا القتلِ كَانَ صعبَ بما فيه الكفاية وغامض بما فيه الكفاية، عَرفتَ رئيسَ البلدية يَجْلبُني في. |
Operasyonlar hala belediye başkanının suikastı üzerinde uğraştığınızı bildiriyor bana. | Open Subtitles | العمليات تُخبرُني أنت ما زِلتَ تَعْملُ إغتيال رئيسِ البلدية، |
Ama dava, şu son 20 yılda şiddetlenmiş, 2 belediye başkanının boynunun vurulması ve ölümünü kapsamıştır. | TED | ولكنها تحولت إلى عنف في العقدين الماضيين وشملت قطع الرأس وقتل إثنين من رؤساء البلديات. |
Banka başkanının karısını bulduğumuzda oradaydım. | Open Subtitles | أجل، امم، لقد كنت هناك حينما وجدوا جثة زوجة محافظ البنك |
Plajdaki gösterin yüzünden belediye başkanının parmağı kıç deliğimde! | Open Subtitles | جعلت العمدة يحدد موعد موكب الإستعراض من أجل تلك حركة (لينكولن) البهلوانية التي قمت بها على الشاطئ |
Şehir başkanının bilinçli ve kontrollü olduğunu bilmesi gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعلم المدينة أن عمدتها مسيطر ومدرك |
Sonra birileri gazeteye belediye başkanının yolsuzluk yaptığına dair bilgi sızdırdı. | Open Subtitles | ثمّ قام شخص بالتسريب للجريدة معلومات تُورّط العُمدة في فساد. |