Biliyor musun? Başkent'e gelmeli ve senatörlere sunumu sen yapmalısın. | Open Subtitles | عليك الحضور إلى العاصمة وإعطاء فكرتك إلى مجلس الشيوخ بنفسك |
Ardından Sorumluluk Ofisi, Başkent'e gönderilmesini talep etti. | Open Subtitles | بعدها طلب مكتب المسؤولية المهنية أن ينقل إلى العاصمة |
Shaw'la birlikte Başkent'e gittiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم بأنها ذهبت إلى العاصمة مع شاو؟ |
Birkaç güçlüğüne Müdür Yardımcısı ile görüşmek üzere Başkent'e gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب ان أتوجه الى العاصمة ليومين للتحقق مع مكتب نائب المدير |
Biliyorum, Başkent'e atandığımdan beri onlarla konuşmadım. | Open Subtitles | اتعلم,لقد فقدت صلتي بهم منذ أن انتقلت الى العاصمة |
Hayır ama operasyonun idaresini Başkent'e çekiyorlar. | Open Subtitles | كلا، لكنهم سينقلون العملية إلى العاصمة |
Sana katılıyorum ama Direktör Franklin onun Başkent'e naklini emretti. | Open Subtitles | انظر، أوافقك الرأي ولكن المدير (فرانكلين) أمر بأن يتمّ نقلها إلى العاصمة |
Başkent'e gidiyoruz, Mason'ın milisleri olarak. | Open Subtitles | كنا متجهين إلى العاصمة كجزء من ميليشيا (ماسون) |
Evden Başkent'e doğru gidiş yapmak için bir gizli ajanın araştırması ile ilgili senaryo yazıyorsun diyelim. | Open Subtitles | قل انك تعمل على كتابة نص سينمائي حول مهمة عميل متخفي لكي يعود الى العاصمة |
İncelemeleri için Başkent'e yollayabilirim ama bu 2 haftamızı alır. | Open Subtitles | يمكنني ارسالها الى العاصمة لكن هذا سيستغرق أسبوعين |