ويكيبيديا

    "başkentteki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العاصمة
        
    • الكابيتول
        
    başkentteki işe seni önerdiğim için oraya taşınma ihtimalini umursamadığımı mı sanıyorsun? Open Subtitles تظنين لأنني أوصيت بك لوظيفة العاصمة أنني لا أهتم باحتمال انتقالك للعاصمة؟
    başkentteki yerel cinayetleri önlemek yerine bizim için akıllarında daha büyük şeyler vardı. Open Subtitles . لديهم مشاريع كبرى لنا . تَفُوق إيقاف بعض القتلة المحليين في العاصمة
    Bu Afrikalı öğrenciler başkentteki havaalanında sokak lambalarının altında ödevlerini yapıyorlar çünkü evlerinde elektrik yok. TED هؤلاء الطلاب الأفارقة ينجزون واجباتهم المدرسية تحت انارة الشوارع في مطار العاصمة لأنهم لا يملكون الكهرباء في المنزل.
    başkentteki çocuklar durumun yatışmasına izin verirsen bunun bir zararı olmaz diye düşünüyorlar. Open Subtitles إن الفتيان فى العاصمة يتصورون أن هذا لن يسبب أى ضرر إذا سمحت لكل هذا الأمر أن يغلى ببطء
    Orada başkentteki koltuğunda oturup evini ve ailesini öldüren insanları nasıl koruyabiliyor? Open Subtitles كيف يمكنه الجلوس في الكابيتول والدفاع عن الذين دمروا منزله وقتلوا عائلته؟
    başkentteki ve ülke içindeki zindanların boşaltılması. Open Subtitles والمحتجزين في سجن العاصمة أو في أنحاء متفرقة من البلاد
    başkentteki uzmanlar bile ne yapacaklarını bilmez haldeler. Open Subtitles حتى المختصون في العاصمة لم يجدوا علاجاً لها
    Olaylar gerillalara bağlı öğrenciler, işçiler ve köylülerin yabancı elçilikleri işgal etmesi ve başkentteki ulusal katedrali ele geçirmesiyle patlak verdi. Open Subtitles بدأ الامر عندما قام طلبة, عمال و فلاحين مرتبطين بحركة ثورية فدائية بأحتلال السفارات الاجنبية و الاستيلاء علي كاتدرائية في العاصمة
    başkentteki laboratuvarınızın 1000 mil uzakta olduğunu hatırlatmama gerek var mı? Open Subtitles وهل علي تذكيرك أن معملك في العاصمة يبعد أكثر من 1000 ميل من هنا
    İki yıl boyunca başkentteki her kadın gece dışarı çıkmaktan korktu. Open Subtitles كل مرأة في العاصمة كانت تخشى الخروج ليلاً
    6 ay önce, başkentteki suçları salgın hastalık olarak tanımlayan büyük bir girişim başlattım. Open Subtitles قبل 6 شهور، قدّمتُ مبادرةً رئيسيةً إعلان جريمية في شرطة العاصمة . وباء
    Üç yıl önce başkentteki Kızılderili Dairesi'ne giderek Kızılderili kanı taşıdığına dair onay belgesi almış. Open Subtitles لقدأصدرت شهادة مصادقة على دم هندي مع مكتب الشؤون الهندية في العاصمة قبل ثلاث سنوات
    başkentteki bir mahallede cep telefonunu kullanmışsın. Open Subtitles أُجريت جميع إتصالاتك الهاتفية من نطاق شارعين في العاصمة.
    Onu başkentteki arkadaşlarıma göndermeliyim. Open Subtitles وأحتاج إلى أن تُرسل إلى طاقمي في العاصمة.
    başkentteki adamının onunla ilgileneceğini? Open Subtitles أأخبرته أن رجُلك في العاصمة سوف يعتني به ؟
    başkentteki İngiliz Bankası'na bombalı saldırı planlanıyordu. Open Subtitles كانت خطة لسيارة مفخخة خارج مصرف بريطاني في العاصمة.
    başkentteki rakip çetelerin arasındaki uyuşturucu savaşında çapraz ateşte kaldım. Open Subtitles لقد علقت في تبادل لإطلاق النار لمروجي مخدرات بين العصابات المنافسة جنوب شرق العاصمة.
    başkentteki iki özel okulun maçı. Open Subtitles إنها مجرد مباراة بين مدرستين خاصتين من العاصمة.
    Benim bugün çocuğumu başkentteki Scott Walker sergisine götürmem gerekiyordu. Open Subtitles ♪ أنا من المفترض أن يكون أخذ طفلي إلى المعرض سكوت ووكر في العاصمة الدولة اليوم.
    Bizi sadece serbest bırakmakla kalmayacaksınız aynı zamanda başkentteki patronunuza şirketimizin başarılı olmasının sizin de işinize geleceğini ve işimize burnunuzu sokmamanız gerektiğini söyleyeceksiniz. Open Subtitles لن تقوموا فقط بإطلاق سراحنا من هنا الآن لكنكم ستتصلون برؤسائكم في العاصمة لتتأكدوا من أن شركتنا تسير في طريق النجاح
    başkentteki adamlarımla iletişime geçmeme imkan yok. Open Subtitles لكن من المستحيل أن أتواصل مع عملائي داخل الكابيتول

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد