Çok geç. Bir hafta içinde başlıyorlar. | Open Subtitles | سيكون قد فات الاوان سيبدأون التصوير بعد اسبوع |
Çok geç. Bir hafta içinde başlıyorlar. | Open Subtitles | سيكون قد فات الاوان سيبدأون التصوير بعد اسبوع |
O kadar erken yaşta içmeye başlıyorlar ki ne zaman başladıklarını bilmiyorlar bile. | Open Subtitles | بدأو بشرب الديو من سن جدا صغير لدرجة انهم لا يتذكرون متى بدأو |
Yolu genişletmeyi bitiriyorlar sonra her şeye yeniden başlıyorlar, öyle değil mi? | Open Subtitles | على أية حال سوف ينتهون من مشلكة ذلك الطريق وعندما ينتهون سوف يبدؤون من جديد , أليس كذلك ؟ |
Bu lifler hayatlarına pamuk çiçeğinin derinliklerinde, yani tohumun yüzeyinde başlıyorlar. | TED | تبدأ هذه الألياف بالنمو عميقًا داخل زهرة القطن، على سطح بذرة. |
Bütün o insanlar aynı anda aynı şeyi söylemeye başlıyorlar. | Open Subtitles | كل هؤلاء الاشخاص يبدئون بقول نفس الكلام بنفس الوقت |
Şimdi çekmeye başlıyorlar ve yavru kedi işini optik olarak yapacaklar. | Open Subtitles | انهم سيبدأون التصوير الآن إنهم سيركبون القطة بالخدع البصرية |
Belli bir yaşa gelince kadınlar ölüp üstüne kalmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | عندما تصل الى عمرا معين, سيبدأون بالموت امامك يمينا و يسارا. |
Çocuklarla çok fazla vakit geçirirse, ırkçılık yapmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | وإذا بقي مع الأطفال لفترة طويلة, سيبدأون بالتفوه بأشياء عنصرية. |
Sonra da düşünmeye başlıyorlar, "Bunlara katlanmaya değer mi, tüm bunlara..." | Open Subtitles | و بدأو بالتسائل هل الأمر يستحق كل هذا؟ هل |
Ama sonra kurtulanların hepsi birer birer ölmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك كل الناجون بدأو يموتون الواحد تلو الآخر |
Bu genç ikizler, dünyanın açık düzlüklerinde yaşayan birçok hayvanla paylaştıkları göçebe yaşamına başlıyorlar. | Open Subtitles | التوأم الصغار سوف يبدؤون حياة الرّحّالة التي يشاركونها مع معظم الحيوانات في السهول المفتوحة في العالم |
Konuştuğumuz gibi Birleşmiş Milletler'deki ara bulucular yeni bir anlaşma üzerinde tartışmalara başlıyorlar. | TED | حالياً هناك مفاوضون في "الأمم المتحدة" يبدؤون مباحثات للتوصل على اتفاق جديد للقيام بذلك، |
Dinler oldukça farklı bir yerden başlıyorlar. | TED | في المقابل الاديان تبدأ من مكان مختلف جدا. |
Hata yapmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | يبدئون بالقيام بالأخطاء. |
Senden bir tanrıymışsın gibi bahsetmeye başlıyorlar. Fâni olduğunu kanıtladığında kötü tepki verebilirler. | Open Subtitles | قد بدأوا في التحدث عنك كإله، وقد يسيئوا التصرف حينما يُثبت أنك هالك |
Sanırım birbirlerini sevmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد بإنهما بدئا يُحبان بعضهما البعض. |
En harikası da etraflarındaki elektronikleri anlamaya başlıyorlar, okulda bu olmuyor. | TED | أجمل شيء هو كيف بدؤوا في فهم الإلكترونيات حولهم كل يوم والذي لا يتعلمونه في المدارس. |
Çocuklarının gerçek eğitim aldıklarını meslek edindiklerini gördükleri zaman aileler de değişmeye başlıyorlar. | TED | عندما يشاهدون أطفالهم يحصلون على تعليم حقيقي، يحصلون على وظيفة حقيقية، يبدأون بالتغيير. |
...bence zaten sınırın öbür tarafından başlıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد يَبْدأونَ على الجانبِ الآخرِ منه. |
Yoksa çıldırıp mobilyaları parçalamaya ve küçük kıçlarını halıda sürümeye başlıyorlar. | Open Subtitles | و إلا سيُصبْن بالجنون و يبدأن بتدمير الأثاث و يسحبن مؤخراتهن الصغيرة على السجادة |
Çok küçük yaşlarından itibaren, çocukları idare etmeye başlıyorlar. Toplumdaki aşırı gruplaşmalar ile, olağan geniş insan popülasyonunu ayırt edebilmeliyiz. | Open Subtitles | بالنسبة للصغار الذين يبداون طفولتهم علينا التفريق بين الفصائل المختلفة بين الشعوب |
Ve birden tutundukları dalı bırakıp sümüksü bir ip boyunca aşağı doğru kaymaya başlıyorlar. | Open Subtitles | ثم فجأة, يحرر الزوجان نفسهما من الغصن ويبدأن بالتزحلق للأسفل على حبل من المخاط |
Hayata normal insanlar olarak başlıyorlar... onlarında umutları ve hayalleri var. | Open Subtitles | بدأوا من نقطة معينة .. تعرف، بدأوا كأشخاص عاديين كان لهم طموحات وأحلام |