Ve ben neden şöyle dendiğini anlamaya başladım: Kuran ancak Arapça olarak Kuran'dır. | TED | وثم بدأت أفهم لماذا قيل أن القرآن هو حقا القرآن باللغة العربية فقط. |
Fotoğraflarını çekmeye başladım. Fotoğrafları kullanmak amacıyla değil de sadece kaydetmiş olmak için. | TED | بدأت بتصويرها، بدون أي نية لفعل أي شيء بالصور، لكن فقط كطريقة لتسجيلها. |
Ama bu, kitaptan çıkan bir 'hayır' serisine öncülük etti. Cephane gibi, onlara mesajlar ekleyerek duvarlara spreylemeye başladım. | TED | لكن ذلك قاد إلى سلسلة من اللاءات, جاءت من الكتاب كذخيرة، وأضفت لها عبارات، ثم بدأت برشها على الجدران. |
Ertesi gün geldiğinde, beyaz bir çarşaf astım ve fotoğraflarını çekmeye başladım. | TED | إذًا، مر الوقت وأتى الصباح، فوضعت قماشة بيضاء كبيرة، وبدأت أصور الناس. |
Nefes alma yetisini tekrar kazanmaya başladığında, onun düşüncelerini kaydetmeye başladım, ve bu videoda duyacağınız ses onun sesidir. | TED | حين بدأ في استعادة قدرته على التنفس، بدأت أسجل أفكاره، لذا فالصوت الذي ستسمعونه في هذا الشريط هو صوته. |
diye düşünmüştüm. Ama bu projede çalışmaya başlayınca, fikrimi değiştirmeye başladım. | TED | ولكن حين بدأت العمل على هذا المشروع، بدأت في تغيير رأيي. |
Ve ben de patates cipsini karıştırmaya başladım ve pretzelleri. | TED | و بعد ذلك بدأت بثني رقائق البطاطس، و أيضا المعجنات. |
Teksas'ta bir ceset çiftliğinde yaptığım sayısız yem deneyini zihnimde gözden geçirmeye başladım. | TED | بدأت عقلياً أخوض عدة تجارب صيد وقد أجريتها في مزرعة الجثث في التكساس. |
İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, ama elbette ki onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. | TED | ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً. |
Sonra düşünmeye başladım, belki bu sadece rastgele bir örnek. | TED | ولذا، بدأت بالتفكير حولها، حسناً، ربما تلك فقط عينة عشوائية. |
Çok kolay. Sonrasında sahne korkusu hakkında bir şarkı yazmaya başladım. | TED | أمر سهل. لذا بدأت بكتابة أغنية عن المعاناة من رهاب المسرح. |
Demek istediğim, konuşmaya gökada kümelerinin nasıl yararlı olduğunu ve bunun bazı nedenlerini anlatarak başladım. Ama gerçekte neye yararları var? | TED | أقصد أنّني بدأت المحادثة بالحديث عن كيف أنّ عناقيد المجرات مفيدة وأعطيت بعض الأدلة على ذلك، لكن ما هي فائدتها الأصلية؟ |
Bu havyar satış makineleri ve Art-o-mat (hepsi birlikte) hakkında düşünmeye başladım. ve birkaç gerekçe, bir gece bir makineyi boyadım, | TED | بدأت بالتفكير حول هذا وآلة بيع الكافيار وآلة آرت أو مات معًا، ولسبب ما، كنت في ليلة ما أرسم آلة بيع، |
"ı düşündüm. Lise son sınıftayken, genç okuyucular için kitaplar yazmaya başladım. | TED | وبدأت كتابة الكتب للقراء الصغار عندما كنت في السنة الأخيرة من الثانوية. |
Benim hileye olan ilgim Enron'un ortaya çıkışı ve aniden patlaması sırasında başladı ve bu süreçte yaşananları değerlendirmeye başladım. | TED | لذا، فقد بدأ إهتمامي بالكذب حينما جاء إنرون إلى المشهد، وإنفجر فجأةً، وقد بدأت بالتفكير حول ما الذي يحدث هنا. |
Yani, konuşmaya başladım ve o bipledi ve... Kendimi aptal gibi hissettim. | Open Subtitles | لذا أبدأ بالتحدث ، و بعدها يدق المنبه و أشعر أني مغفل |
Baudji ile Mati sayesinde ilk kez değişik düşünmeye başladım. | Open Subtitles | إنّها المرّة الأولى بَدأتُ افكر بشكل مختلف بسبب ابي وامي |
Paranoyak hâle geldim ve çürüyen ölülerin bana doğru geldiğini görmeye başladım. | TED | أصبحت شخصية مرتابة، وبدأت بالهلوسة لدرجة تخيل رؤية الجثث المتعفنة تتحرك نحوي. |
Program kodlarını incelemek için bozulan dosyaları onarmaya henüz başladım. | Open Subtitles | لقد بدئت للتو في إستعادة الملفات الفاسدة لتحليل شفرة البرنامج |
Böylece çalışmaya başladım. Bu kararları kimler alıyordu? | TED | و بذلك كان يجب ان ابدأ الدراسة، من الذي يقوم بإتخاذ تلك القرارات؟ |
Bu şekilde 17 yaşımdayken onları yapıştırmaya başladım. | TED | كان الامر على ذلك النحو , عندما اصبحت في سن السابعة عشر, بدأت ألصق تلك الصور. |
Haçlı seferine giden Kral Richard gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | أَبْدأُ بالإحْساْس مثل الملك ريتشارد و هو يَذْهبُ إلى الحملات الصليبية |
Kağıt tedarikçilerini araştırmaya, ses gereklilikleri için en uygun kağıdı aramaya başladım. | TED | شرعت بسؤال مزودي الورق، أبحث عن أفضل نوع يملك خصائص صوتية ممتازة. |
İsmimizi anons ettiklerinde sahneye çıkmak istedim ama ne zaman ayağa kalksam osurmaya başladım ve yerime geri oturmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أردت أن أذهب هناك عندما ظلوا ينادوا أسماءنا لكن كل مرة كنت أقف، بدءت أتبرز قليلاً واضطررت أن أجلس مرة أخرى. |
Aslında, böyle bir yeteneğimin hiç olmadığından kuşkulanmaya başladım. | Open Subtitles | في الواقع سأبدأ بتبني فكرة انني ليس لدي مثل هذه الموهبة |
Seni sevmeye ilk kez ne zaman başladım biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين متى كانت المرة الأولى التي بدأتُ أحبكِ فيها؟ |
Üniversitede iken şeker ile ilgilenmeye başladım. | TED | أصبحتُ مهتمة بالسكّر عندما كنت في الكلّية. |