"babanın bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أن والدك
• والدك كان
• لدى والدك
• ان والدك

Babanın bir tane daha kalp krizi geçirmesini engellemeye çalışıyordum.
أنا حاولت فقط أن والدك لم يكن نوبة قلبية أخرى.

Babanın bir korsan ve iyi bir adam olduğunu kabul eder ya da etmezsin.
تستطيع تقبل أن والدك كان قرصاناً أولا تستطيع تقبل ذلك

Babanın bir ilişkisi olduğunu bilmen seni pek rahatsız etmedi ve beni endişelendirdi, çünkü sen bunu affedilir bulursan
كنت تعرف أن والدك يقيم علاقة و لم يضايقك الموضوع كثيراً و هذا يقلقني، لأنه إمكانك أن تتجاوز عن شئ كهذا

Babanın bir kahraman olduğundan bahsettin, bu da senin ordu ya ve kanun gücüne katılmandaki en büyük nedenindi.
وفيه، أنت قلت أن والدك كان بطلك السبب في دخولك الجيش وأخيراً دخولك لقوة الشرطة

Babanın bir silahı var mı?
هل يوجد لدى والدك مسدس ؟

Ona Babanın bir kahraman olduğunu söylersem belki beni evden atmaz diye düşündüm.
لو اخبرته ان والدك كان بطلا فربما لن يطردنى من البيت

Babanın bir gün senin gerçek potansiyelini göreceğini biliyordum.
لقد كنت متيقنة أن والدك سوف يدرك قدراتك الحقيقية يوماً ما.

Babanın bir canavar olduğuna hiç inanmadım.
أنا لم أسمح لنفسي أبدًا أن أصدق أن والدك كان إرهابيًا

Eğer Babanın bir kamyon daha götüreceğini duyarsa...
إذا ظن أن والدك سيحضر حمولة أخرى

Coop, Babanın bir yatta yaşadığına inanamıyorum. Bu tıpkı Miami Vice gibi.
"كوب", لا اصدق أن والدك يعيش على هذا القارب, انه يبدو مثل "ميامي فايس"

Babanın bir kızla çıktığını annene söyleyip durma.
لا تخبر أمّك أن والدك في موعد غرامي

Eşcinsel Babanın bir narsist çıktığına üzüldüm.
أنا آسف أن والدك الشاذ اتضح أنه نرجسي

Babanın bir şeyler bildiğini söyledin.
قلتَ أن والدك كان يعرف شيئاً ؟

Babanın bir işi var mı?
هل لدى والدك وظيفة ؟

Babanın bir işi var mı dedim?
هل لدى والدك وظيفة ؟

Ali, Babanın bir sürü kötü seçim yaptığını biliyorum ama bu, sen de öyle yapmak zorundasın anlamına gelmiyor.
"علاء", اعرف ان والدك اخذ الكثير من الاختيارات السيئة, لكن هذا لا يعنى انك يجب عليك ذلك.

Monroe Babanın bir şey bildiğini düşünüyor.
يعتقد مونرو ان والدك يعرف شيئاً