Daha sonra, eski arkadaşımız şarap tanrısı Bacchus'a rastlıyoruz. | Open Subtitles | و لاحقاً ، نقابل صديقنا القديم باخوس ، اله الخمر |
Tanrı Bacchus'a hoşgeldin demek için Yunan tarzı bir dans. | Open Subtitles | لقد رتبت شيئا ترفيهيا -رقصة بالازياء اليونانية للترحيب بالاله باخوس |
ve artık karşı koyamam. Git, tatlı Bacchus, al beni. | Open Subtitles | ولن استطيع المقاومة اكثر سارحل الى باخوس ليأخذني |
Vinnie Holt mahkeme salonundan ayrılıp Bacchus Marsh'taki tesislerine döndü. | Open Subtitles | هذا " فيني هولت " وهو خارج من قاعة المحكمة و هو عائد إلى مجمعه الشخصي في باكوس مارش |
Vinnie Holt mahkeme salonundan ayrılıp Bacchus Marsh'taki tesislerine döndü. | Open Subtitles | فيني هولت) غادر المحكمة ورجع إلى) مجمّع باكوس مارش |
Ben Bacchus'um, şarabın tanrısı. | Open Subtitles | -أنا باكوس إله شراب العنب |
bir manzaraydı ve yarı çıplak figürler şarap içiyorlardı. Ön alt planda çıplak bir kadın vardı ve arka planda bir tepede mitolojideki tanrı Bacchus'un figürü vardı ve sordu "Bu ne?" | TED | كانت تحتوي على أشخاص شبه عارين يشربون الخمر. من ضمنهم إمرأة عارية تقف في المقدمة، وعلى الهضبة الموجود في خلفية الصورة كان الإله الاسطوري "باخوس" سألنا المعلم "ماهذا ؟" |
Bacchus'tan, üzümüne kadar! | Open Subtitles | الى باخوس! إلى العنب الكامل! باخوس: |
Ben de Bacchus'un arkadaşıyım. | Open Subtitles | -وأنا صديق باكوس |
Bakıyorum da Bacchus'la aynı inanca sahipsiniz. | Open Subtitles | أرى أنك كما كنت عابداً لـ(باكوس) |
Bacchus'tan arıyorum. | Open Subtitles | هُنا مطعم (باكوس) يُوكد |