ويكيبيديا

    "bahane değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليس عذراً
        
    • ليس عذرا
        
    • ليس عذرًا
        
    • ليس بعذر
        
    • ليس عذر
        
    Ellis, annenle hep zor zamanlar geçirdim ama bu bir bahane değil. Open Subtitles إليس، لقد كان دائماً الوقت عصيباً مع والدتك ولكن هذا ليس عذراً
    Sebepsiz ve şiddetli bir saldırıydı ancak bu bahane değil... Open Subtitles كان ذلك هجوماً عنيفاً غير مبرّر لكنّ ذلك ليس عذراً
    Bu gerçekten berbattı, ve,hayır, bu bir bahane değil ve ben biliyorum. Open Subtitles لقد كنت في لحظات من الإضطراب ولا, هذا ليس عذرا وأعلم ذلك
    Bu bir bahane değil ama saygısızlık etmek istemiştim. Open Subtitles أعني, هذا ليس عذرا, حسنا؟ ولكنني لم أقصد تقليل الاحترام أو أي شيء من ذلك.
    Sen şehirde Martin ile ilgilenirken, biliyorum bahane değil ama... ..dönüp dönmeyeciğini bilmiyordum ve Yvonne ile Robert çalışmamı istemedi.. Open Subtitles كان هذا عندما كنتَ في المدينه مشغولًا مع مارتن.. وأعلم ان هذا ليس عذرًا ولكن.. لم أكن أعلم بأنك كنت ستعود مطلقًا..
    Daha önce kaldınız yerlerin ne kadar lüks olduğunu biliyorum ama bu kaba olmanıza bahane değil. Open Subtitles أعلم أنك معتاد على المسكن الفاخر ولكن هذا ليس بعذر لتكون بهذه الوقاحة
    Ancak bu, işi asman için bir bahane değil. Open Subtitles لكن هذا ليس عذر ليؤثر على عملك في المستشفى
    Bu bahane değil. Open Subtitles و أنت تشعر و كأن هذا صحيح يا أبي إنه ليس عذراً الناس في الخارج مرضى
    Lisede kabadayılık taslanması diktatörlere malzeme sağlamaya bahane değil. Open Subtitles الحصول على مضايقات في المدرسة الثانوية ليس عذراً لدعم الطغاة
    Sanki ev tertemiz de. Boktan evimiz domuz olman için bahane değil. Open Subtitles أسمع، منزلنا الفوضوي ليس عذراً لك لتصبح خنزيراً
    Bu bir bahane değil. 1 saate burada olmaları gerek. Open Subtitles هذا ليس عذراً, عليهم أن يتواجدوا هنا خلال ساعة
    Bu bir bahane değil. Hiç de ğil hem de. Open Subtitles لكن هذا ليس عذراً ليس عذراً على الاطلاق
    bahane değil. Meşgulüm, çalışma büyüyo... Open Subtitles هذا ليس عذرا ..أنا مشغولة، هذه الدراسة هو
    Halimden anlaman için söylemedim, ve bu bir bahane değil. Open Subtitles أنا لا أبحث عن الشفقه, أيضا هذا ليس عذرا.
    Bütün karidesleri yemesi için yeterli bir bahane değil. Open Subtitles نعم هذا ليس عذرا لإلتهام كل الربيان
    Bunları söyleyeceğiz. Ama bu bir bahane değil tatlım. Open Subtitles سنعاتبه على هذا ولكنه ليس عذرا عزيزي
    bahane değil ama üvey babası şeytani biriymiş. Open Subtitles إنه ليس عذرا, و لكن كان زوج أمه شرير
    Ve bu çocuklarımı bu berbat işe bulaştımak için yeterince iyi bir bahane değil. Open Subtitles وهذا ليس عذرًا كافيًا لزج طفلتيّ في هذه الفوضى.
    Kanunları uygulamamak için bahane değil. Open Subtitles هذا ليس عذرًا لتنفيذ القانون بأيديهم
    Hayır dostum. bahane değil. Open Subtitles لا يارجل هذا ليس عذرًا
    Biliyorum bu bir bahane değil ama olayın bu kadar çığrından çıkabileceğini düşünmemiştim. Open Subtitles أعلم أن هذا ليس بعذر و لكنني لم افكِّر أن الأمر سيخرج تماماً عن السيطرة
    Ama bu bir bahane değil tabii çünkü telafi etmenin vakti geldi de geçiyor. Open Subtitles ولكن، الآن، هذا ليس بعذر. لأن الآن هو الوقت المناسب للإصلاح.
    Biliyorum bu bir bahane değil ama ben çok yorgun ve sinirliyim. Open Subtitles هذا ليس عذر أنا متعب ولدى أحباط

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد