ويكيبيديا

    "bahsettiğim gibi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كما ذكرت
        
    • كما ذَكرتُ
        
    • بينما نتحدث
        
    • وكما
        
    • فكما أشرت
        
    • ذكرت سابقاً
        
    • كما ذكرتُ
        
    bahsettiğim gibi Woodland Emlakçılık çoğunlukla yazları satış yapan bir kurumdur. Open Subtitles كما ذكرت لك من قبل، بلدة وودلاند هى أساساً بلدة صيفية
    Demek istediğim, daha önce de bahsettiğim gibi, şu an dünyanın en büyük starlarından biri olan Justin Bieber YouTube'da çıkışını yaptı. TED أقصد، كما ذكرت من قبل، أحد أكبر النجوم في العالم الآن، جستين بيبر، كانت بدايته في يوتيوب.
    Ancak bu konuşmanın başında bahsettiğim gibi bu iyimserliğe bakış açımız biraz da olsa ihtiyatlı olmalı ve bunun sebebi verilerin hâlâ değerlendiriliyor olması. TED لكن بالطبع، كما ذكرت في بداية هذا الحديث، يجب أن نخفف هذا التفاؤل بجرعة من الحذر، وذلك لأن البيانات ما زالت تُحدد.
    Dün bahsettiğim gibi, gelecek hafta bir münazara düzenleyeceğiz. Konunuz "1. Open Subtitles كما ذَكرتُ أمس، نحن سننِقاش الإسبوع القادم.
    bahsettiğim gibi Rita Goldar'ı yaratmaya çalışıyor olabilir. Open Subtitles قد تكون (ريتا) تبني (جولدار) بينما نتحدث
    bahsettiğim gibi derin öğrenme kullanma bu işte dünyadaki en iyi sistem yerel insanların anlama performansına göre bile. TED وكما قلت إستخدام التعلم العميق أصبح أفضل نظام بالعالم لمثل هذا بل ويمكن مقارنته للفهم البشري للغة الأم
    Hayır, daha önce Rahibe Angelique'e de bahsettiğim gibi burada faydalı olabileceğini düşündüğüm bazı tıbbî kabiliyetlerim var. Open Subtitles لا,فكما أشرت للأخت أنجليك سابقاً لدي بعض المهارات الطبية وأظن بأنها ستكون ذات نفع هنا.
    Bu yüzden,daha önce bahsettiğim gibi,bu parçayı dinlerkenen önemli şey ,müziğin harika oluşu ve müzik Dan'in nasıl birisi olduğunu sizlere gösterecek. TED إذا عند الاستماع إلى هذه القطعة الموسيقية. كما ذكرت سابقاً أهم شيء هو أن الموسيقى عظيمة وستريكم من هو دان
    Bazı nedenlerden dolayı da buna atipikal deriz, bahsettiğim gibi kadınlar nüfusun yarısını oluştursa bile. TED ولسبب ما نسمي ذلك غير طبيعي، رغم أن النساء يشكلن نصف عدد السكان كما ذكرتُ سابقًا.
    Bu kayda değer, çünkü az önce bahsettiğim gibi çekilecek filmlerin bulunması ve bunların çekilmesi triyajında genen inanışa epey bel bağlanıyor. TED وهذا ملحوظ، لأنه كما ذكرت من قبل في فرز البحث عن الأفلام لصنعها وصناعتها هناك الكثير من الاعتماد على الحكمة التقليدية
    bahsettiğim gibi Stockton’da tarihsel olarak şiddet suçuyla sorunlarımız oldu. TED في ستوكتون، كما ذكرت سابقاً، لدينا مشاكل مع جرائم العنف منذ القدم.
    Daha önce de bahsettiğim gibi bu, tedavisi olmayan çok yaygın bir hastalık. TED كما ذكرت سابقا، الأمر وبائي بشكل هائل وبدون علاج.
    Dün gece de bahsettiğim gibi, ıslak kalırsa hem kokmaya başlıyor, hem de bakterilere yuva oluyor. Yani? Open Subtitles حسنا كما ذكرت لك سابقا إذا بقيت رطبه ليس فقط تصبح رائحتها مريعه بل تصبح مرتعا للبكتريا
    Telefonda da bahsettiğim gibi, yardım istedi. Open Subtitles كما ذكرت على الهاتف, لقد بحثت عن المساعدة
    E-mailimde de bahsettiğim gibi Christie's'de açık arttırma için parça sağlayan bir arkadaşımın işine bakıyorum. Open Subtitles Uh، كما ذَكرتُ في بريدي الإلكتروني، أَنْظرُ في a مسألة لصديق لي الذي يُحصّلُ الموادَ ل مزاد في كرستي.
    bahsettiğim gibi Rita Goldar'ı yaratmaya çalışıyor olabilir. Open Subtitles قد تكون (ريتا) تبني (جولدار) بينما نتحدث
    Az önce bahsettiğim gibi, kapitalist sistemin özü özel sektördekiler tarafından belirlendi. TED وكما ذكرت سابقا، إن أساس نظام الرأسمالية يرتكز على القطاعات الخاصّة.
    Daha evvel de bahsettiğim gibi bu konudaki sorun, bu modelin başarılı olması için gerekli yeterli sayıda öğretmenin gelişmekte olan bölgelerde bulunamamasıdır. TED وكما قلت مشكلة هذا انه لا ينطبق على الدول النامية لعدم وجود أساتذة ومدرسين قادرين على العمل مع هذا النظام
    Hayır, daha önce Rahibe Angelique'e de bahsettiğim gibi burada faydalı olabileceğini düşündüğüm bazı tıbbî kabiliyetlerim var. Open Subtitles لا,فكما أشرت للأخت أنجليك سابقاً لدي بعض المهارات الطبية وأظن بأنها ستكون ذات نفع هنا.
    EM: Önceden de bahsettiğim gibi, sürdürülebilir elektrik üretimimiz olmalı, tüketim ile birlikte, enerji neslinin önceliğinin güneş enerjisi olacağı konusunda oldukça eminim. TED م أ: كما ذكرت سابقاً يجب أن يكون هناك إنتاج طاقة مستدام كما هو الحال عند الاستهلاك وأنا واثق أن الطاقة الشمسية ستكون المصدر الأول للإنتاج الطاقوي.
    bahsettiğim gibi, kötü davranışlarımız var. TED فنحنُ نتصرّفُ بشكلٍ سيّءٍ كما ذكرتُ قبل قليل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد