Prospera: İlk bakışta göz göze geldiler. | TED | بروسبيرا: من النظرة الأولى، قد غيروا عيون. |
İlk bakışta ameliyat başarılı geçmiş göründü. | TED | بدا في النظرة الأولى أنّ العمليّة قد نجحت. |
Sen, ilk bakışta her şeyi anlıyorsun. | Open Subtitles | هل يمكنك ألا تتظاهر بتفهم كل شئ من النظرة الأولى ؟ |
İlk bakışta Lovecraft'in çağdaş New England'ında geçer gibi görünürler. | TED | للوهلة الأولى، تظهر أنها وُضعت داخل لافكرفت نيو انجلاند المعاصرة. |
İlk bakışta pek de tanıdık gelmiyor ama imlayı biraz güncelleştirince yaygın İngilizce kelimeleri görebilirsiniz. | TED | قد تبدو الكلمات غريبة للوهلة الأولى لكن لو جددنا الإملاء قليلاً ستلاحظ العديد من الكلمات الانجليزية الشائعة. |
Bir, iki, üç ve birden bir bakışta anladım. | Open Subtitles | هو واحد ، إثنان ، ثلاثة وفجأة ألمحه بنظرة خاطفة |
İlk bakışta gay bir muhasebeciye benzediğini bende biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انه من النظره الاولى يبدو مثل محاسب مرح |
Hayır, Jamie haklı. İlk bakışta bana aynıymış gibi göründü. | Open Subtitles | كلا " جايمي " على حق بدت متشابهة في لمحة |
İlk bakışta bu nehir sessiz ve sakin görünüyordu. | Open Subtitles | في النظرة الأولى بدا هذا النهر هادئا و مسالما |
İlk bakışta görevleri imkansız gibi gözüküyor. | Open Subtitles | من النظرة الأولى فإن مهمّتهم تبدو يائسة. |
İlk bakışta, burada sıra dışı bir şey görünmüyor. | Open Subtitles | من النظرة الاولى, لايوجد هناك شىء استثنائى. |
Bu yer ilk bakışta tam gibi görünüyor ama gerçekte değil. | Open Subtitles | هذا المكان ينظر كامل جميل من النظرة الأولى، لكن حقا هو ليس. |
İlk bakışta gayet hoş duruyor. | Open Subtitles | من النظرة الاولى ، يبدو مكتوباً بشكل جيد |
İlk bakışta, davayı incelemeye bile gerek yoktu fakat araştırmalarım gösterdi ki tek şahitli teşhis davaları hatalı olma eğilimindedir. | TED | للوهلة الأولى، يبدو أن القضية قد فُتحت وأُغلقت، ولكن بحثى أظهر أن قضايا التعرف ذات الشاهد الواحد عرضة للخطأ. |
İlk bakışta savcının iddialarını destekler gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | للوهلة الأولى ,ربما قد تبدو أنها تدعم الإدعاء |
İlk bakışta burası ölü bir çöl gibi görünür ama daha yakından bakarsanız izlerin ve yolların olduğunu fark edersiniz. | Open Subtitles | للوهلة الأولى يبدو وكأنها صحراء بلا حياة لكن ,إذا ما أمعنت النظر فستلاحظ شبكة من المسارات والآثار |
Sanat falan umurlarında değil Onları bir bakışta tanırım. | Open Subtitles | هم لا يَهتمّونَ بالفَنِّ. أنا يُمْكِنُ أَنْ أَكتشفَهم بنظرة خاطفة. |
İlk bakışta, öyle görünüyor. Taşı yakından incelersen, çatlak. | Open Subtitles | من النظره الآولى يبدوا حقيقي ولكن إذا امعنت النظر |
O kadar iyi hatırlıyor ki çalıştığın restoranın yanından geçerken bir bakışta tanıyıverdi! | Open Subtitles | تتذكره جيداً لدرجة أن عرفته من لمحة أثناء مرورك بالمطعم الذي كنت تعمل به |
Aslında ilk bakışta çok hoş gelmemişti. | Open Subtitles | على الرغم من أنني, أحيانا, لم أجدها ماكرة من أول وهلة. |
Wanda teyzem anlattı, ikiniz bir bakışta aşık olmuşsunuz! | Open Subtitles | أنه كانت بينكما شرارة حب لا أعرف شيء عن شرارة الحب |
Bir adamın mesleğini bir bakışta anlarım. | Open Subtitles | بأمكاني تحديد مهنة المرء من مجرد النظر إليه |
Artık yatırımcılar bir bakışta soldaki noktalara bakarak kendi alanlarında ticareti yapılan stokları seçebiliyorlar. | TED | بلمحة واحدة، يمكن للمستثمرين اختيار تداول الأسهم بالقرب من أدنى مستوياتها من خلال النظر إلى النقاط على اليسار. |
Şimdi bu dava da yine -- İlk bakışta incelemeye bile gerek yok gibi görünüyordu. | TED | الآن هذه القضية، وكغيرها، من الوهلة الأولى يبدو أنها فتحت وأعيد إغلاقها. |