Benim hatam. bakıcılık işini kaybettin ve ben kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | انه خطأي , لقد فقدتي وظيفتة مجالسة الاطفال وانا اشعر بالسوء |
O zamandan beri bana korumalık, kahyalık, yani bir tür bakıcılık yapıyor. | Open Subtitles | لقد كان حارس شخصى و مربية و خادم سئ جدا منذ أتى |
Torunuma bakıcılık yapmayı seviyorum ama ben ajan olarak eğitildim. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أنى أحب أن أجالس حفيدتى ولكنى جاسوسه مدربه |
Benim bir yarışma düzenlemem gerekiyordu, tam zamanlı bakıcılık yapmam değil. | Open Subtitles | كان يفترض بي أن أدبر عقود وليس أن أصبح مسئول رعاية |
Cumartesi gecesi, cehennem zebanisine bakıcılık yapacak başka bir menajer bul o zaman. | Open Subtitles | فلتجد وكيلاً آخر، يعمل جليسة أطفال، ويسهر على كارتون فرخ الجحيم في ليلة السبت. |
Sürüyle tuhaf tipe ve uyumsuza bakıcılık yapmak kaçıkların sorunlarını sırtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لن تجالس الكثير من الحمقى وغير الأسوياء تحمل الكثير من المتاعب التافهة على كتفيك |
Bay Quagmire tüm bu insanlara bakıcılık mı yapıyor? | Open Subtitles | هل يقوم السيد كواجماير برعاية كل هؤلاء ايضا؟ |
Sinemaya gidebilmek için bakıcılık yapmamı istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | اتريدنني جليس اطفال بعدئذ بامكانكِ الذهاب الى السينما صحيح؟ |
Ondan tamamiyle uzaklaştım ve bakıcılık yapmaya karar verdim. | TED | تركت الأمر تمامًا وقررت أن أقوم بأعمال الرعاية. |
Birkaç asosyal tipe bu kadar bakıcılık ettiğim yeter. | Open Subtitles | لقد تحملت أكثر مما يمكنني تحمله مجالسة الاطفال لإثنان من المتخلفين الإجتماعيين |
Çünkü bu profesyonellik dışı olur ve iş gezini kocana bakıcılık yapmaya çevirir. | Open Subtitles | لان رفضك لرحلة عمل لأجل مجالسة زوجك هو امر غير مهني البتة |
Bu sürtüğe bakıcılık yapmaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سأمت من كونى مثل مربية اطفال مع هذه العاهرة |
Beni, iş arkadaşının çocuğu Violet'e bakıcılık yapmam için tuttu. | Open Subtitles | لقد وظفنى لأعمل مربية لفيوليت أبنة شريكه .. |
Ben burada senin gözüne uyku girmeyen oğluna bakıcılık yaptım. | Open Subtitles | وأنا أجلس هنا أجالس ابنكِ المُصاب بالأرق؟ |
Bu azgın Fransızlara bakıcılık yaptım tüm gece. | Open Subtitles | أجل لقد كنت أجالس فرنسيون ثملون ثائرون طوال الوقت |
bakıcılık bir tercih olmalı ve insan kendi sağlığını bir diğerinin sağlığının arkasına koymamalı. | TED | رعاية المريض يجب أن تكون خيارا هذا الإختيار يجب أن لا يكون له تأثير على مقدمه |
Zaten bir hafta gerideyiz, iki adamımız eksik, bir de küçük bir kıza bakıcılık yapmamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | نحن متأخرون بأسبوع واثنين من الرجال ذهبوا وتريد منا أن نستعين بفتاة صغيرة جليسة أطفال؟ |
- Sorun ne Cheech? Kız arkadaşına bakıcılık yapmak istemiyor musun? | Open Subtitles | -ما خطبك يا " تشيش " ، ألا تريد أن تجالس فتاته ؟ |
Sadece üçüzlerimize bakıcılık yapmakla ilgilenir mi diye sordum | Open Subtitles | انا فقط ارى إن كنت مهتم برعاية اطفالنا في المستقبل |
Çocuklarım olursa, onlara bakıcılık yapmaya iznin yok. | Open Subtitles | إن حضيت بأي اطفال فلن تكون جليس الطفل أبداً |
Yazın bakıcılık maliyetlerimiz böylece azalmış olur. | Open Subtitles | ذلك قد يساعدنا في تكاليف الرعاية اليومية للصيف |
Tekerlekli sandalyedeki bir piliçe bakıcılık yapmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدني أن أرعى طفل في كرسي المعوقين ؟ |
Eskiden bir cerrahtın. Şimdi ise uyuşturucu bağımlılarına bakıcılık yapıyorsun. | Open Subtitles | لقد كنتِ جرّاحة والآن أنت حاضنة مدمنين كحول ومخدرات |
Burada oturup psikolojik bir patlama yaşamayı beklerken bana bakıcılık etmek çok zor bir şey değil yani. | Open Subtitles | أتعلم، مجالستي وأنا منتظرٌ إندلاع شقّي المُختل لا تتطلّب جهدًا كبيرًا. |
Lütfen bakıcılık işini arayıp hasta olduğunu söyle ve biraz yatıp dinlen. | Open Subtitles | من فضلك إعتذري عن وظيفتك كمربية بحجة المرض واذهبي إلى سريرك |
Bir deliye, bir hayalet avcısına, bir antropoloğa ve bir ayyaşa bakıcılık yapmadan da yeterince tehlikeli zaten. | Open Subtitles | الوضع موارب بما يكفي دون الاضطرار لرعاية مجنون وقاهر أشباح وعالمة إنسانيّات وسكّير |
Sırf bana bakıcılık yapmak için onca yolu gelmesine hiç gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليها ان تقطع كل ذلك الطريق لكي تجالسني |