Kültürel geçmiş veya dini inanca bakılmaksızın bir affedilme ihtiyacı var. | TED | بغض النظر عن الاعتقادات الدينية أو الخلفية الثقافية هناك حاجة للغفران |
Ve şu, arabasının gerçekten orda olup olmaması gibi görsel ipuçlarına bakılmaksızın, ona şu konuma geri gitmesi için rehber olur. | TED | وهذا يقوده رجوعا إلى ذلك المكان بغض النظر عن الإشارات البصرية مثل ما إذا كانت سيارته توجد بالفعل هناك. |
Sınırlar ve kısıtlamalara bakılmaksızın bizi kapsamlı bir şekilde koruyan mevcut bir politikanın olması gerekmez mi? | TED | أليس من المفترض أن يكون لدينا نوعا من السياسة تحمينا بصورة عامة، بغض النظر عن الحدود والقيود؟ |
Tüm çocuklar, ne kadar veya ne kadar az kazandıklarına bakılmaksızın çok gururlular. | TED | الآن، جميع الأطفال، بغض النظر عن مدى أو كم هو قليل ما يكسبه الآباء، لديهم الكثير من الكبرياء. |
Bu da demek oluyor ki paranın nereden geldiğine bakılmaksızın şirket için çalışıyordu. | Open Subtitles | والذي يعني انه كان يعمل لصالح الشركة وبغض النظر عن مصدر الاموال ..... |
Annenin hastaya bakmakla geçirdiği yıllar arttıkça, yaşına bakılmaksızın, telomerleri kısalıyordu. | TED | كلما زاد عدد السنوات، التي تقدم فيها أم الرعاية لابنها، بغض النظر عن سنها، كلما قصُرت التيلوميرات خاصتها. |
Düşük gelirli mahallelerdeki kadınlar ne iş yaptıklarına bakılmaksızın toplanıp fuhuşla suçlanmıştır. | TED | النساء في الأحياء ذات الدخل المنخفض يؤخذون ويتم إتهامهم بالدعارة. بغض النظر عن ما يفعلنه في الواقع من أجل العيش. |
Bugün böyle bir ansiklopediyi yapabilmenin pratikliği, içine konulan bilginin boyutuna bakılmaksızın, mümkün. | TED | اليوم، الجوانب العلمية لإنشاء مثل هذه الموسوعة، غض النظر عن حجم المعلومات الموضوعة فيها، هي في متناول اليد. |
Sizin hakkınızda ne düşündüğüme bakılmaksızın sizin yanınızda çalışan ve bundan hiçbir şey öğrenmeyen biri sadece aptaldır. | Open Subtitles | بصرف النظر عن رأيى فيك إننى أعتقد أن كل من يعمل معك ولا يتعلم قدر كبير منك فإنه مجرد غبى |
İyi dilekler her zaman içeriğine bakılmaksızın hoş karşılanır. | Open Subtitles | المجاملات دائما موضع ترحيب، بغض النظر عن المصدر |
Ve şahsi hislerimize bakılmaksızın, buna bağlı kalmalıyız. | Open Subtitles | و نحن مطالبين بتنفيذه بغض النظر عن مشاعرنا الشخصيه |
Her Ziyaretçi, geçmişine, talihine ya da koşullarına bakılmaksızın ilgime nail olur. | Open Subtitles | كل "زائر"، بغض النظر عن تاريخه أو حظه أو ظروفه، يتلقى رعايتي |
Şu anki durumumuza bakılmaksızın ya da şu anda başımızdan geçen her neyse bunu bir kenara atmak çılgınlık olur. | Open Subtitles | بغض النظر عن موقفنا الحالي أو أياً كان ما نمر به حالياً سيكون من الجنون أن نتخلى عن هذا |
Araştırmadaki yasal analizlerim kurbanların sayısına bakılmaksızın aynı. | Open Subtitles | تحليلى القانونى للبحث كما هو, بغض النظر عن عدد الضحايا. |
Programın nasıl elde edildiğine bakılmaksızın Sayın Yargıç, ...programın nasıl işlediğinin açıkça kullanıcıları nasıl etkilediği ile ilgili. | Open Subtitles | بغض النظر عن كيفية الحصول على البرنامج .سيدي القاضي كيفية عمل البرنامج هي بالتحديد .ما يَجذب المستخدمين إليه |
Tecrübelerime göre teşviklerine bakılmaksızın insanlar arzu ettiklerine inanırlar. | Open Subtitles | من خلال تجربتي، الناس يصدقون ما يتمنوه بغض النظر عن تشجيعك. |
Farklılıklarımıza bakılmaksızın Lexi'e o hapı asla vermemeliydik. | Open Subtitles | حسنا، بغض النظر عن إختلافنا فلم ينبغي علينا أن نعطي ليكسي القرص |
Şu anda neler olacağına bakılmaksızın, maç Spassky'nin. | Open Subtitles | المباراة ستذهب إلى سباسكي بغض النظر عن الذي يحدث الآن |
Kimliğine bakılmaksızın, irade ve biraz inanç ve çok araştırmayla arkeologlar uzun zaman gömülü kalmış sırları antik, kayıp bir şehri gün yüzüne çıkarıyorlar. | TED | وبغض النظر عن هويتها، وبفضل المثابرة، وبعض الإيمان، والكثير من البحث، يستطيع علماء الآثار استخراج الأسرار التي دفنت طويلًا لتلك المدينة القديمة الضائعة. |